- Haberler
- Politika
- Ülkemizde muhalefetin iddia ettiği gibi bir göçmen sayısı asla yoktur ve olmamıştır
Ülkemizde muhalefetin iddia ettiği gibi bir göçmen sayısı asla yoktur ve olmamıştır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'Ülkemizde muhalefetin iddia ettiği gibi bir göçmen sayısı asla yoktur ve olmamıştır. Türkiye'de 4 milyon 33 bin göçmen vardır. Aldığımız tedbirler sayesinde bu sayı günden güne azalmaktadır' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Türkiye Yüzyılında Türkiye’nin Göç Yönetim Modeli Programına katıldı. Programda konuşan Erdoğan, sahneye sınıf arkadaşları Suriyeli Muhammed’i ülkesine uğurlarken gözyaşları döken minik öğrencileri davet etti. CHP’nin o dönemki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Suriyeli öğrencileri ülkelerine geri göndereceğini söylediği seçim vaadini hatırlatan Erdoğan, "O zamanlar ben de tam aksini söylemiştim. Asla biz Suriye’deki muhacirleri buradan göndermeyeceğiz demiştim. Çünkü bizim bakışımız farklıydı. Biz göçü onların anladığı manada değil, tam aksine biz göçü Mekke’den Medine’ye hicret olarak telakki etmiştik. Biz buna fırsat vermedik. Şimdi burada gördüğünüz küçük muhacirler var. Bunlar bizim evlatlarımız. Öğretmenimiz de onları yetiştirdiler bu günlere getirdiler. İşte güzellik burada. Gerçekten Ensar olmak ne kadar güzel bir şey burada" ifadelerini kullandı.
Göç meselesinin küresel bir olgu olarak tüm dünyanın gündemini meşgul ettiğini söyleyen Erdoğan, "Her sene milyonlarca insan savaş, istikrarsızlık, terör, yoksulluk ve iklim değişikliğinin yol açtığı sıkıntılar sebebiyle doğdukları toprakları terk etmek zorunda kalıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Göç Örgütü verilerine göre şu an dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen var. Göçmen işçi sayısı ise 165 milyonun üzerinde. Son 3-4 yıldaki savaşların da etkisiyle mülteci sayısı 120 milyona dayandı. Yine veriler her dakikada en az 20 kişinin çatışma zulüm ve terörden dolayı göç etmek mecburiyetinde kaldığını gösteriyor. Dünya nüfusunun yüzde 3.6’sı bugün göçmen olarak hayatını sürdürmeye çalışıyor. Savaşlar bitmedikçe, krizler çözülmedikçe, iklim değişikliğinin etkisi daha da derinleştikçe maalesef bu oranlar katlanarak artmaktadır" diye konuştu. Akdeniz ve Ege sularında umut yolculuğu sırasında hayatını kaybeden göçmenleri hatırlatan Erdoğan, "Unutmayın Ege’de, Akdeniz’de botların içerisinde, botlar şişlenerek öldürülen göçmenler var. Bunları birlikte gördük. İnsafsızca bunlar yapıldı. Son 10 yılda 72 binden fazla insan göç güzergahında hayatını kaybetti. Suriye’deki çatışmalardan kaçarak Avrupa’ya sığınan binlerce çocuğun nerede olduğu halen ortaya çıkarılamadı. Nice masumun hayatı organ ve fuhuş mafyası dahil suç örgütlerinin, insan tacirlerinin kanlı pençelerinde sönüp gitti. İnsanları göçe mecbur eden çoğunlukla batılı güçlerin politikaları olmasına rağmen iş yük paylaşımına gelince hiçbirini ortalıkta göremiyorsunuz. Dünyadaki her yüz mülteciden 75’ine zengin devletler değil düşük ve orta gelirli ülkeler ev sahipliği yapıyor. Suriye’den kaçan insanların çoğunluğu komşu ülkelere sığındı. Savaş nedeniyle yerlerinden edilen 11 milyon Sudanlının yine önemli kısmı komşu ülkelere göç etti. İmkanları sınırlı ülkeler kapasitelerinin çok üzerinde yük alırken, batılı ülkeler ya feveran ediyor, ya da kabul ettikleri birkaç yüz mülteci ile insani trajedileri reklam malzemesi olarak kullanıyor. Türkiye 3 kıtanın kavşak noktasında yer alan bir ülke. Bugün de doğu ile batı kuzey ile güney arasında bir güç merkezi vazifesi görüyoruz. Yakın çevremizdeki istikrarsızlıklardan doğrudan etkileniyoruz. Göçmen meselesi ile son dönemde yoğun bir şekilde yüzleşiyor olsak da aslında biz bu konunun yabancısı değiliz. Anadolu tarih boyunca hem bir göçmen yurdu olmuştur. Yaşadıkları yerlerde zulüm baskı şiddet gören tüm mazlumlar güvenli liman olarak daima Anadolu’yu gördü. Engizisyonlardan kaçan Musevilerden, Doğu Avrupa’daki Hristiyanlara, Kafkasya ve Balkanlardaki Müslüman kardeşlerimizden, Nazi zulmünden kaçanlara kadar herkes ülkemizin kapısın çaldı. Bugün de bölgemizde kimin başı dara düşse hamdolsun bir eman yurdu olarak yönünü önce Türkiye’ye dönüyor. Bundan yüksünmüyor, şikayet etmiyoruz. Mazlumun imdadına koşmayı, düşenin elinden tutmayı komşuluk ve nişanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz" açıklamalarında bulundu.
Bakmadan Geçme





