• Haberler
  • Ekonomi
  • Türkmenistan gazının Türkiye'ye gelebilmesi için önce Azerbaycan'a gelmesi lazım

Türkmenistan gazının Türkiye'ye gelebilmesi için önce Azerbaycan'a gelmesi lazım

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 'Türkmenistan gazının Türkiye'ye gelebilmesi için önce Azerbaycan'a gelmesi lazım' dedi.

Türkmenistan gazının Türkiye'ye gelebilmesi için önce Azerbaycan'a gelmesi lazım
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkmenistan’ın Avaza bölgesinde düzenlenen Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Dışişleri Bakanları ortak basın toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Azerbaycan-Türkiye ilişkileri hakkında konuşan Çavuşoğlu, “Türkiye her zaman can Azerbaycan'ın yanındadır. Savaşta yanında oldu. Şimdi sulh var. Sulhta da Azerbaycan'ın yanında” dedi.

Azerbaycan'ın işgalden kurtulmuş topraklarının inkişafı için projelere devam ettiklerini belirten Çavuşoğlu, “Havaalanlarının açılışlarına gittik. Ve bu işgalden kurtulmuş toprakların her tarafının inkişafı için daha yapılacak adımlar var” şeklinde konuştu.

“Rusların da iş birliği yapması gerekiyor”
Laçin Koridoru'na değinen Çavuşoğlu, “Laçin Koridoru'nun kuruluş amacı bellidir. Orada Rusların da barışı koruma misyonu vardır. Ama diğer taraftan Azerbaycan'ın kendi topraklarındaki zenginliklerin illegal bir şekilde çıkartılıp satılması uluslararası hukuka da uygun değildir, aykırıdır ve bu Azerbaycan'ın zenginliklerini çalmak anlamına gelir.

Dolayısıyla bir taraftan da kontrolsüz çevre problemleri var.

Ve buraya musahideci gibi giden insanların da engellenmesi, burada yapılan ihlallerin vahametini gösteriyor aynı zamanda. Dolayısıyla burada Rusların da iş birliği yapması gerekiyor ve orada yaşayan kişilerin, Ermenilerin de yine Azerbaycan'ın kendi madenleriyle ilgili uzmanların o bölgeye girmesini engellememeleri gerekiyor.

Ve burada esas görev de Rusların. Çünkü Laçin Koridoru'nun doğru bir şekilde işlemesinden de sorumludur. Üzerlerine düşeni yapması gerekiyor. Burada Azerbaycan hak hukuk bakımından da, adalet bakımından da kendi topraklarında bu illegal faaliyetlere karşı durması bakımından da haklıdır. Biz o nedenle bu haklı davasında da Azerbaycan'ı destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Burada Ermenistan'ın da samimi adımlar atması gerekiyor”

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerginlikle ilgili konuşan Çavuşoğlu, “Batıya bakabilirler, doğuya bakabilirler. Bunlar tabii biz bir ülkenin nereye baktığına müdahale etmeyiz, karışmayız. Ama biz şunu söylüyoruz, herkese söylüyoruz, normalleşme konusunda Azerbaycan ve Türkiye samimi.

Burada Ermenistan'ın da samimi adımlar atması gerekiyor. Bir an önce bu barış anlaşmasının imzalanması gerekiyor. Artık gerginliklere gerek yok, ihlallere gerek yok. Türkiye olarak da tabii biz özel temsilcilerimiz görüşmelerine devam ediyor. Bazı jestler yaptık Azerbaycan'la koordineli bir şekilde hava sahamızı açma konusunda, hava kargoyla ilgili bazı adımlar, jestler yaptık güven arttırıcı adımlar için.

Yani bundan sonra da herkesin adım atması lazım, Ermenistan'ın da samimi adım atması lazım. Bizim samimi yaklaşımımıza onların da samimi karşılık vermesi gerekiyor, ki biz Azerbaycan ve Türkiye olarak samimi olduğumuz için bu samimiyete de karşılık veririz. Ve burada nereye baktığı önemli değil.

Doğuya mı bakar, batıya mı bakar. Başkalarından medet ummaya gerek yok. Burada Güney Kafkasya ülkeleri olarak bizim kendi barışımız ve istikrarımız için somut adımlar atmamız lazım. Esas bu. Yoksa burada kimsenin kimseye dışarıdan, doğudan da, batıdan da bir faydası, yararı olmaz. Bunu anlamak lazım” dedi.

Azerbaycan-Türkiye müttefikliğine ilişkin Çavuşoğlu, “Biz zaten doğal müttefiktik. Ama Şuşa Beyannamesi'yle beraber resmi müttefik olduk. Dolayısıyla iki müttefik ülkenin kendi arasında tatbikatlar yapması, iş birliği yapması, ortak eğitim programları yapması son derece doğaldır.

Bu hiçbir ülkeye, hiçbir tarafa yönelik bir tehdit değildir. Bu iki müttefik ve kardeş ülke arasında dayanışma ve iş birliğinin, sizin söyleminizde emektaşlığın bir doğal sonucudur.

Dolayısıyla bu tür tatbikatlar olsun, ortak eğitim çalışmaları olsun, savunma sanayii olsun, diğer taraftan beşeriyi, ekonomiyi, onları saymıyorum. Bu alanlarda da iş birliğimiz daha da güçlenerek devam edecek” açıklamasını yaptı.

Enerji, ulaştırma ve ticari konularda üç ülkenin ilişkilerine değinen Çavuşoğlu, “Azerbaycan gazı Türkiye'ye geliyor. Türkiye üzerinden bir kısmı Avrupa'ya gidiyor, bir kısmı Türkiye'ye satılıyor. Tabii Türkmenistan gazının Türkiye'ye gelebilmesi için önce Azerbaycan'a gelmesi lazım.

Bunun için hangi adımlar atılacak? Daha sonra burada üç ülkenin de yararına olması lazım bu iş birliğinin. Nasıl şimdi biz Azerbaycan'la ilave taleplere karşı nasıl işbirliği yapabiliriz bunu görüşüyoruz ve bir mutabakata varıyoruz. Güçlü bir şekilde de bunu konuşmak lazım.

Ondan sonra da bu gelen gazın ne kadarı Türkmenistan gazı da gelirse Azerbaycan üzerinden Türkiye'ye gelecek, Türkiye üzerinden ne kadar Türkiye'de kalır? İç piyasada satılır? Ne kadar Avrupa'ya gider? Bunların ne kadar yatırımı yapılacak? Hazar'ın altından boru hattının geçmesi gerekiyor.

Bunları kim yapacak? Tabii bunlar hep detaylı çalışma gerektiren konular. O nedenle biz dünkü Enerji Bakanları toplantısında, Dışişleri Bakanları toplantısında ve bugün zirvede liderlerimiz de onayladı. Bir işçi grubu, sizin tabirinizle yani çalışma grubu oluşturma kararı aldık ki güçlü bir şekilde bunun detaylarını çalışalım” ifadelerini kullandı.

“Bizim dilimiz bir, dinimiz bir, tarihimiz bir, kültürümüz bir”

Bakan Çavuşoğlu, "Kardeş Türkmenistan'ın ev sahipliğinde yapılan Avaza zirvesi tarihi bir zirve oldu. Her şeyden önce tabii bizim dilimiz bir, dinimiz bir, tarihimiz bir, kültürümüz bir. Dolayısıyla çok güçlü bağlarımız var. Ama bu bağlarımızı ve iş birliğimizi bugün üç ülkenin ve üç ülke halklarının yararına yönelik nasıl somut adımlarla güçlendiririz bunları konuştuk” şeklinde konuştu.

Ukrayna-Rusya arasında yaşanan kriz hakkında konuşan Çavuşoğlu, “Tabii dünyada ciddi krizler var. Ukrayna savaşından sonra enerji krizi, gıda krizi ve özellikle nakliyat konusu, ulaştırma konusu, taşımacılık konusu, Orta Koridor, Hazar geçişli orta koridor çok önem kazandı.

Şimdi böyle bir durumda tabii bu konularda biz üçlü bir şekilde nasıl iş birliği yapabiliriz? Yani enerji konusunda hangi adımları atmamız lazım? Diğer taraftan ulaştırma konusunda hangi adımları atabiliriz bunları konuştuk ve bu alanlarla ilgili de anlaşmalar imzaladık, belgeler imzaladık, çalışma grupları oluşturduk. Ayrıca ekonomik işbirliğimizi nasıl güçlendirebiliriz ve ticaretin önündeki engelleri nasıl kaldırabiliriz? Bunları da konuştuk.

Sonuçta ikili ilişkilerimizi, üçlü ilişkilerimizi somut adımlarla nasıl güçlendirebiliriz? Konuşurken bu konularla ilgili çerçeve anlaşmalar da imzaladık. Ayrıca sadece üçümüz arasında değil bölgesel düzeyde ve uluslararası platformda da iş birliğimizi nasıl güçlendirebiliriz? Türk Devletleri Teşkilatı içinde olsun, ekonomik işbirliği teşkilatı içinde olsun, İslam İşbirliği Teşkilatı'nda, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nda, Birleşmiş Milletler'de buralarda birbirimizi destekliyoruz” dedi.
Çavuşoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Yine Türkmenistan'ın en son verdiği karar tasarısına siz onu diyorsunuz galiba. Ona da biz eş sunucu olduk. Bizim sıfır atık projesiyle ilgili karar tasarımıza da hem Türkmenistan hem Azerbaycan yine eş sunucu oldu.

Kol koydular, kol çektiler ve sonuçta biz zaten birbirimizi destekliyoruz. Ama bunu nasıl güçlendirebiliriz? Ayrıca dünyanın her yerinde bizim 257 misyonumuz var. Tabii şimdilik Türkmenistan ve Azerbaycan'ın bu kadar sayıda misyonu yok.

Azerbaycan'ın ve Türkmenistan'ın büyükelçiliklerinin olmadığı yerde hem Türkmen hem de Azerbaycanlı kardeşlerimize ve bu ülkelerin çıkarlarına göre nasıl bizim misyonlarımız hizmet edebilir? Bunları da konuştuk. Gerçekten gerek anlaşmalar, gerekse konuların içeriği bakımından tarihi bir zirve oldu.

Tabii biz bunu devam ettireceğiz. Bu üçlü formatta ideal platformlarda da diğer kardeş ülkelerle de aynı şekilde bir araya gelerek, daha da genişleterek bu Türk dünyasının ve bu bölgenin, Orta Asya'nın, Kafkasya'nın, Güney Kafkasya'nın ve Türkiye'nin içinde bulunduğu bu orta koridorun daha da önemini arttırmak için ve de hepimizin yararına olacak şekilde adımlar atmak için daha çok çalışacağız.”

Bakmadan Geçme