• Haberler
  • Politika
  • Rekabet Kurumunca hazırlanan Dijital Piyasalar Çalışma Metni kamuoyuyla paylaşıldı

Rekabet Kurumunca hazırlanan Dijital Piyasalar Çalışma Metni kamuoyuyla paylaşıldı

Evrilmeye eğilimli yapıya, pazara girişin ve pazarda büyümenin önündeki yüksek engellere, teşebbüslerin hızlı şekilde olağandışı büyüklüklere ulaşmasına ve farklı sektörlere faaliyetlerini kolaylıkla kaydırabilmesine sahip dijital pazarlar özelinde karşılaşılan zorluklara, bu pazarlar özelinde ihtiyaç duyulan politika değişikliklerine ilişkin olarak Rekabet Kurumunca hazırlanan Dijital Piyasalar Çalışma Metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Rekabet Kurumunca hazırlanan Dijital Piyasalar Çalışma Metni kamuoyuyla paylaşıldı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İnternet kullanımındaki artış ve teknolojik gelişmelerin hızı, tüm dünyada teşebbüslerin iş yapma modellerini ve çalışma prensiplerini derinden etkiledi.

Yaşanan bu dönüşüm dijital pazarlardaki tüketici tercihlerini de yeniden şekillendirdi. Dijital pazarlar, geleneksel iş modellerinden ayrılan ve rekabet hukuku uygulamasına meydan okuyan birçok özelliğiyle artan oranda rekabet otoritelerinin merceğine girmekte, sıklıkla incelemelere konu oluyor.

Bu kapsamda yalnızca Türkiye’de değil küresel ölçekte de dijital pazarların yapısına ve işleyişine uygun rekabetçi müdahalelerin neler olabileceği, yakın gelecekte rekabet hukuku ve politikasının nasıl şekillenebileceği sorularına yanıt aranıyor.

Rekabet Kurumunun dijital pazarlar özelindeki tecrübeleri, bu pazarların geleneksel pazarlardan farklı karakteristik özelliklere sahip olduğunu, bu pazarlara yönelik yapılan ve yapılacak incelemelerde ilgili pazarların tanımlanmasının, bu pazarlarda teşebbüslerin pazar gücünün doğru şekilde tespitinin, bir zarar teorisi çerçevesinde ihlal konusu davranışın doğru şekilde ortaya konulabilmesinin ve ihlale yönelik uygun ve etkili hukuki çözümün tasarımının görece güçleşebildiğini gösteriyor.

Buna göre dijital pazarlar, güçlü ağ etkileri, veri sahipliğine dayanan güç, pazarların evrilmeye eğilimli yapısı, pazara girişin ve pazarda büyümenin önündeki yüksek engeller, teşebbüslerin hızlı şekilde olağandışı büyüklüklere ulaşması ve farklı sektörlere faaliyetlerini kolaylıkla kaydırabilmesi ile onlarca farklı iş modelini barındırması gibi özelliklerle karakterize halde.

Tüm bu özelliklerin bileşimi ise evrensel olarak bu pazarlardaki rekabet hukuku uygulamalarını önemli ölçüde etkilemekte ve çoğunlukla zorlaştırıyor, bu yönü kapsamında da rekabet hukuku uygulaması bakımından yeni araç arayışlarına yol açıyor.

Türkiye’nin nüfusu bakımından internet kullanıcı sayısının ve internette geçirilen sürenin giderek artıyor olması da bu kullanıcıların dijital pazarlarda faaliyette bulunan teşebbüsler ile günlük hayatın her noktasında yoğun bir şekilde karşılaşmalarına yol açıyor.

Bu durum da söz konusu teknoloji teşebbüslerinin rekabeti sınırlayan veya sınırlayabilecek eylemlerinden tüketicilerin ve kullanıcıların daha fazla etkilenmelerine neden olabiliyor. Tüketiciler üzerindeki olası etkilere ek olarak, yatırımların, inovasyon güdüsünün ve dijital pazarların rekabetçi yapısının da bu eylemlerden olumsuz etkilenme riski doğuyor.

Bu amaçla Türk rekabet hukukunun dijital pazarlardaki uygulamalarına ve bu pazarlar özelinde karşılaşılan zorluklara, dolayısıyla bu pazarlar özelinde ihtiyaç duyulan politika değişikliklerine ilişkin olarak Rekabet Kurumu nezdinde yürütülen çalışma nihai halini aldı.

Dijital pazarlara ilişkin olarak tüketicilerden büyük teknoloji şirketlerine kadar birçok paydaşı ilgilendiren ve geleceğe dönük bir yol haritası oluşturmayı hedefleyen bu çalışmanın, sağlanacak etkileşim ve elde edilecek geribildirimlerin katkı sağlayacağının öngörülmesi nedeniyle kamuoyuyla paylaşılmasına karar verildi.

Çalışma sayesinde Rekabet Kurumunun dijital pazarlara bakış açısını, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki mevcut hukuki araçlarını, bu alandaki somut uygulamalarını görmek ve yakın geleceğe ilişkin hedeflerini ve vizyonunu şekillendirmek mümkün hale geldi.

Çalışma metninde yer alan “Dijital pazarlardaki dönüşüm” başlığına göre, internet ve beraberindeki hızlı teknolojik gelişmeler, tüm dünyada şirketlerin iş yapma modellerini ve çalışma prensiplerini değiştiriyor. Buna bağlı olarak çevrim içi mecralardaki tüketici tercihleri de yeniden şekillenmektedir.

Dijital pazarlar, geleneksel pazarlardan farklı ve karmaşık bir işleyişe sahip. Son yıllarda rekabet otoriteleri çevrim içi pazarlarda faaliyet gösteren özellikle pazar gücüne sahip yerleşik şirketleri yoğun bir şekilde mercek altına alıyor.

Ancak dijital pazarların dinamik yapısı, bu pazarlarda faaliyet gösteren şirketlerin pek çok alanda birden fazla ürün veya hizmet sunması ve pazarın diğer karakteristik özellikleri nedeniyle rekabet sorunlarının tespiti ve saptanan ihlalleri ortadan kaldıracak etkili hukuki çözümlerin tasarımı gün geçtikçe zorlaşıyor.

Dijital pazarların bu karakteristik özelliklere örnek olarak; güçlü ağ etkileri, veri sahipliği, pazara girişin ve pazarda büyümenin önündeki yüksek engeller sayılıyor.

Bu çerçevede belirtilen karmaşık yapı içerisinde rekabet hukuku ve politikasının nasıl olması gerektiği hususu yalnızca ülkemizde değil, küresel ölçekte de yoğun bir şekilde tartışılmakta, bu pazarlara yönelik yeni araç arayışları gündeme geliyor.

Metinde yer alan “Türkiye’deki dijital pazarlar neden daha kırılgan” başlığına göre ise Türkiye’de internet kullanıcı sayısının ve internette geçirilen sürenin giderek artıyor olması da bu kullanıcıların, dijital pazarlarda faaliyet gösteren şirketlerle günlük hayatta daha sık ve yoğun bir şekilde karşılaşmalarına yol açıyor.

Hatta tüketicilerin sosyal medyada ve internette geçirdiği süreler, internetten alışveriş yapma ve diğer dijital hizmetleri kullanma sıklıkları gerek Avrupa Birliği ortalamalarının gerekse küresel ortalamaların üzerinde.

Bu da söz konusu şirketlerin rekabeti kısıtlayıcı, tüketici seçeneklerini azaltıcı eylemlerinden tüketicilerin daha fazla etkilenmelerine neden olabiliyor.

Tüketiciler üzerindeki olası etkilere ek olarak, bahse konu rekabete aykırı davranışların teknoloji alanında atılımlar yapan ülkemizdeki yatırımları, inovasyon güdüsünü ve dijital pazarların rekabetçi yapısını da olumsuz etkileme riski bulunuyor.

Bakmadan Geçme