- Haberler
- Ekonomi
- Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı
Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 'Bugüne kadar kamu bankaları ihracata ve yatırımların finansmanı ile ticari krediler çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır' dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Bugüne kadar kamu bankaları ihracata ve yatırımların finansmanı ile ticari krediler çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Bankalar Birliği’nin 66’ncı Genel Kurulu’na katıldı. Genel kurulun açılışında konuşan Bakan Şimşek, ihracatın desteklenmesinin büyük önem arz ettiğini belirterek, “Bugüne kadar kamu bankaları ihracata ve yatırımların finansmanı ile ticari krediler çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır. Bu sürdürülebilir değildir, haklı bir gerekçeleri kalmamıştır. Reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir” dedi.
“Önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarı olmasını bekliyoruz”
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, “Bankacılık sektörümüz 2000’li yılların başından itibaren yapısal dönüşüm ve iyi yönetim sayesinde yakaladığı güçlü ivmeyle ülkemizin büyüme performansına çok önemli katkılar sunmuştur. Küresel finansal kriz, yakın dönemde yaşanan salgın ve bir çok iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını ispatlamıştır” dedi.
Önümüzdeki 5 yıl içinde küresel büyümenin potansiyelin oldukça altında bir büyümeyle seyredeceğini söyleyen Şimşek, ”Önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarı olması bekleniyor. Burada parasal sıkılaşmanın etkisi ve yapısal karşı rüzgarlar da var. Küresel enflasyon düşüyor ancak hala uzun dönem ortalamalarının üzerinde. Küresel parasal sıkılaşma etkisini hissediyor. Enflasyondaki düşüş önemli; çünkü parasal sıkılaşmanın muhtemelen sonuna geldik. 2024’ün ikinci yarısından itibaren bir gevşeme olasılığı artmıştır” diye konuştu.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının son 20 ayda toplam 262 kez faiz artışı yaptığını söyleyen Şimşek, “Son 20 ayda 12 gelişmiş ülke merkez bankası toplam 104 kez, 22 gelişmekte olan ülkede 158 kez olmak üzere toplamda 262 kez faiz artırmıştır. Parasal sıkılaştırma döngüsünün sonuna yaklaşıyor olmamız oldukça olumlu. Ümit ediyoruz ki; 2024’ün ikinci yarısından itibaren küresel finansman koşullarında daha destekleyici ortam ile karşı karşıya kalırız. Büyüme performansımız oldukça güçlü seyretmeye devam ediyor. 2023 yılında küresel finansal koşullara rağmen yüzde 4,5 civarında bir büyüme öngörüyoruz. Bir süredir büyümenin temel belirleyici iç talep olmuştur. İç talep güçlü artış makro finansal istikrarı cari açık ve enflasyon üzerinden tehdit ediyor. Politika çerçevemizi yeniden dengelenme ihtiyacına göre şekillendiriyoruz. Ekonomi politikalarımızda şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimizdir” ifadelerini kullandı.
“Serbest kambiyo rejimini destekliyoruz”
“Biz, teşebbüs hürriyetini, serbest kambiyo rejimini, dalgalı kur sistemi, dışa açık, kurala dayalı ekonomi ilkelerini benimseyen bir sistem anlayışı içinde ilerleyeceğiz” diyen Şimşek, “Kısa vadede önceliğimiz makro finansal istikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilmesi ve öngörülebilirliğin artırılmasıdır. Para, maliye ve kredi politikalarımızı bu hedeflerimizi sağlayacak oluşturuyoruz” dedi.
Para politikalarında sadeleşme ve sıkılaşmanın devam edeceğini belirten Şimşek, “Para ve maliye politikalarını eşgüdüm içerisinde yürütmeye devam edeceğiz. Seçim sonrası azalan siyasi belirsizlik, para ve maliye politikasında attığımız adımlar beklentileri olumlu etkilemeye başlamıştır. Risk primi 700 baz seviyesinde 400 baz civarına gerilemiştir. Bu ekonomideki bütün aktörlerin daha uygun maliyetlerle kaynak bulmalarının önünü açmıştır. Küresel finansal koşullardaki sıkılaşmaya rağmen ülkemizin eurobond tahvil faizlerinde 100 baz puan düşüş olmuştur. Kredi derecelendirme kuruluşları ülkemiz için daha olumlu bir perspektif sunmaya başlamışlar, geçtiğimiz bir kredi derecelendirme kuruluşu bankacılık sistemimizin görünümünü negatiften durağana çevirmiştir. Sermaye piyasalarımıza fon akışı başlamıştır. Tüm bu gelişmeler yurt dışı finansmana erişimi kolaylaştırırken aynı zamanda maliyeti de önemli ölçüde azaltmıştır. Sektörü tedirgin eden negatif net faiz marjı dönemi de büyük oranda geride kalmıştır” diye konuştu.
Bankacılık sektörünün yüksek aktif kalitesiyle, güçlü sermaye yapısıyla sağlıklı bir görünüme sahip olduğunun altını çizen Şimşek, “Burada özellikle önümüzdeki dönemde finansal mimari ve altyapının güçlendirilmesi programıyla finansal ekosistemde uygulayacağımız reformlarla finansal istikrarı daha güçlendireceğiz. Sermaye piyasalarını derinleştireceğiz. Sürdürülebilir finans, katılım finansı ve sigortacılık sektörünün gelişmesi için önemli adımlar atacağız. Bu çerçevede finansal piyasalarda risk yönetimini güçlendireceğiz. Karbon piyasasını kuracağız TCMB ürünlerinin katılım finansa uyumunu sağlayacağız” şeklinde konuştu.
“Özellikle ihracatın desteklenmesi büyük önem arz ediyor”
Bankacılık sektörünün reel ekonomiyi desteklemek için önümüzdeki dönemde yurt dışı finansman imkânlarını daha güçlü şekilde değerlendirmesini beklediklerini anlatan Şimşek, “Daha önce altını çizdiğim gibi iç talepte dengelenme ihtiyacı var. Bankalardan programımıza uygun hareket etmesini bekliyoruz. Özellikle ihracatın desteklenmesi büyük önem arz etmektedir. Bugüne kadar kamu bankaları ihracata ve yatırımların finansmanı ile ticari krediler çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır. Bu sürdürülebilir değildir, haklı bir gerekçeleri kalmamıştır. Reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir. Reel sektör yatırım, istihdam, üretim ve ihracat çerçevesinde önceliklendirilecektir. Sürdürülebilir yüksek büyümenin sağlanması için reel sektörün finansmana erişimi olmazsa olmazdır. Önümüzdeki dönemde daha seçici bir şekilde ülkemizin cari açığını azaltacak, enflasyonu kontrol altına alacak politikalarımızla uyumlu bir şekilde büyümelerinin devamını arzuluyoruz” şeklinde konuştu.
“Reel ekonomiye çok daha güçlü bir şekilde desteklerinin devamını arzuluyoruz” diyen Şimşek, “Bu politikada biz de üzerimize düşeni yapacağız. Sizleri birer paydaş olarak görüyoruz. Sizinle birlikte programı uygulamayı ve hatta bazı tedbirlerinin tasarımını da birlikte yapmak istiyoruz. Bu sadece bir arzu değil bir ihtiyaçtır” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Konuşmaların ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBB Başkanı Alpaslan Çakar ile birlikte eski BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben’e teşekkür plaketi verdi. Akben’in 17 Mayıs itibariyle BDDK başkanlığı görevi sona ermişti.