- Haberler
- Yaşam
- Karaaslan: 'Sel felaketleri, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin aslında çok yakınımızda olduğunu gösteriyor'
Karaaslan: 'Sel felaketleri, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin aslında çok yakınımızda olduğunu gösteriyor'
AK Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, 'Sel felaketleri, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin çok yakınımızda olduğunu gösteriyor. Uluslararası topluma, ülkelere ve tek tek bireylere bu konuda çok önemli görevler düşmektedir' dedi.
AK Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, “Sel felaketleri, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin çok yakınımızda olduğunu gösteriyor. Uluslararası topluma, ülkelere ve tek tek bireylere bu konuda çok önemli görevler düşmektedir” dedi.
AK Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan’ın başkanlığında AK Parti Genel Merkezinde “Kadın Milletvekilleri İstişare Toplantısı” düzenlendi. Toplantıda Çevre, Şehir ve Kültür Başkanlığının çalışmaları ile “Çevre, İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Konularında Kadınların Öncü Rolü” değerlendirildi. Burada AK Partili milletvekillerine hitap eden Karaaslan toplantıda iklim değişikliği, Sıfır Atık ve çevre konuları başta olmak üzere bu konularda birlikte ne yapabileceğimizi, özellikle milletvekillerimizle birlikte önümüzdeki süreci nasıl daha verimli hale getirebileceğimizi konuşulacağını ifade etti.
AK Parti’nin en çevreci parti olduğunu vurgulayan Karaaslan, “Bugün aslında bir araya gelme sebebimiz de özellikle çevre, iklim değişikliği ve Sıfır Atık konularında sizlerin yani kadınların öncü rolünü değerlendirmek. Fakat bayram tatilinin hemen ardından yine bütün milletvekillerimizi farklı aralıklarla birlikte bu toplantıları gerçekleştirmeyi de inşallah planlıyoruz. Bu toplantının gerçek anlamda bir Sıfır Atık toplantısı olduğunu belirtmek istedim. Yani bugün kullandığımız malzemelerin toplantıdaki tercihlerimizin ve inşallah buradan ayrıldıktan sonra sizlerin sadece katkılarını almış Ama aynı zamanda doğayı hiç zarar vermeden bu toplantıyı gerçekleştirmiş olacağız. İnşallah ben az sonra gerçekleştireceğim sunumda da özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bütün bu uygulamaları nasıl yaygınlaştırabileceğimizi nasıl hayatınızın bir vazgeçilmezi haline getirebileceğinizi ve kendi çalışma ofislerimizden başlamak suretiyle aslında gittiğimiz her yere, dokunduğumuz her alana ve şehirlerimize bu uygulamaları nasıl yansıtabileceğimizi inşallah hep birlikte değerlendireceğiz” diye konuştu.
"Afetler başta olmak üzere bütün zararlar için ciddi önlemler aldık"
Çevre ve iklim meselesi dünyanın en önemli gündem maddeleri arasında yer almakta olduğunu ifade eden Karaaslan, “Ülkelerin iklim krizi ve iklim krizinin neden olduğu afetler başta olmak üzere bütün zararlar için ciddi önlemler aldık. Kuraklık riskinin tüm coğrafyaları iklim dengesinin bozulması nedeniyle aşırı hava olaylarının afetlere dönüştüğü hayat kaybımız olan suyun yetersizliğinin dünyanın bir bölümü derinden etkilemeye başladığı iklim değişikliği nedeniyle, şehrini, ülkesini terk etmek zorunda kalan insanların hızla artan, varlığından bahsettiğimiz bir dönem yaşıyoruz. Bugün gelinen noktada artık ülkeler ve uluslararası toplum bu konuyu daha fazla göz ardı edemez. Küresel sıcaklık ortalamasının isteyen, istenen seviyenin üzerinde olması buzulların hızla erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi bazı canlı türlerinin yok olması, ekosistemin tahribata uğraması, mevsimlerin özelliklerini yitirmesi ve sayabileceğimiz pek çok aslında alışık olmadığınız durumu artık ne yazık ki normal kabul ediyoruz. 2019’un sonlarında dünyanın karşı karşıya kaldığı kovid sürecini hatırlayalım. Çok yakın bir geçmişte yaşadık. Çok şükür kovidin aşısı bulundu. Bu salgın hastalığın tedavi yöntemleri geliştirildi. Ama bugün biz bir başka küresel tehditle karşı karşıyayız. İklim krizi ve ne yazık ki iklim krizinin bir aşısı yok. Belki de hayatınızda yapacağımız değişikliklerle değiştireceğimiz alışkanlıklarımızla ve çevre merkezi düşünme yeteneğinizi artırarak belki de her birimiz birer aşı olabiliriz. Bu vesileyle dünyayı geliştirebiliriz” şeklinde konuştu.
Çevre felaketleri hakkında konuşan Karaaslan, “Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere pek çok şehrimizde geçtiğimiz yıllarda ve hala bugünlerde de benim şehrim Samsun başta olmak üzere sel afetleri yaşıyoruz. İklim değişikliğinin aslında bütün bunlar yıkıcı etkilerinin çok yakınımızda olduğunu gösteriyor. Uluslararası topluma, ülkelere ve tek tek bireylere bu konuda çok önemli görevler düşmektedir. Aileyi oluşturan, topluma yön veren ve aslında toplumun temel unsuru olan kadınların rolü de her meselede olduğu gibi çevre konusunda da çok büyüktür. Kadınların öncülüğü ve lokomotif gücüyle başlayan her işi işin başarıyla sonuçlanacağına her projenin hakkettiği seviyeye ulaşacağına gönülden inanıyorum” dedi.
"Sayın Emine Erdoğan ölçüsünde yeniden hatırladığımız şu değerlerle nice bir dünya ve tüm insanlık için umut oluyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan tarafından başlatılan Sıfır Atık hareketinin öncüsü olduğunu ifade eden Karaaslan, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
Tam da bu noktada Sıfır Atık hareketinin öncüsü ve savunucusu Emine Erdoğan hanımefendinin dünya ortak evimiz diyerek başlattığı ve nesiller arası adalet kavramıyla güçlendirdiği ve bizden sonraki nesillere daha temiz bir dünya bırakmak için öncülüğünü üstlendiği Sıfır Atık hareketinden size çok kısaca bahsetmek istiyorum. Türkiye’nin en büyük çevre hareketi olarak başlamış. Ve bugün bir dünya markası haline gelmiştir Birleşmiş Milletler Genel Kurulu aldığı kararla 20 Mart’ı ‘Uluslararası Sıfır Atık günü ilan etmiştir. Türkiye’de geri kazanılan milyonlarca ton atık ham maddeye dönüşmüş dört milyon ton sera salınımı önlenmiştir. Sıfır Atık hareketi benimsenmiş 19 milyon kişiye eğitimler verilmiş ve plastik poşet kullanımında yüzde altmış beşe yakın bir azalma sağlanmıştır. Yani yalnızca baktığımız zaman atık anlamında değil, zihinsel olarak da aslında büyük bir dönüşüm yaşanmıştır. Üstelik sayın hanımefendi bunu yaparken küresel bir meseleye kendi özgün, kültürel tecrübemizden yola çıkarak çözüm üretmiştir. Kadın kadim değerlerimiz bize çevre ahlakını yeniden öğrenmeye ihtiyacımız olmadığını yalnızca yeniden hatırlamaya ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Emine Erdoğan ölçüsünde yeniden hatırladığımız şu değerlerle nice bir dünya ve tüm insanlık için umut oluyoruz. O zaman eşref bir mahlukat olmak insanı hakim kılmaz. Bilakis mesul kılar. Yani çevremize karşı sorumluyuz demektir. Bu sorumluluk insana emanet bilincini tüm yaratılanlara karşı sevgi, saygı ve sorumluluk duygusuyla hareket etmeyi öğretir. İşte biz böyle bir medeniyetin mensuplarıyız. Partimizin çevre politikalarını ortaya konulması ve geliştirilmesine yönelik çalışmaları Kadim kültürümüzden aldığımız tezle anlamlandırıyor dünyayı kirleten ülkelerden biri olmadığımız tarihi sorumluluğumuz yok denecek kadar az olmasına rağmen küresel işbirliklerinin, uluslararası anlaşmaların paydaşı olarak çevreyi, politikalarımızın merkezine alan çevre ve kalkınmanın birbirine alternatifi olmadığını, aksine birbirlerini daha da güçlendirdiğine inanan, sürdürülebilir kalkınma ilkesiyle yoluna devam eden bir iktidar olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma devrimiyle ülkemizin önünde yeni ufuklar açıyoruz 29 Mayıs seçimleriyle milletimiz büyük bir teveccühle birlikte hem Cumhurbaşkanımızı hem AK Partimizi hem Cumhur İttifakı’mızı destekledi.”