Gazze'de ateşkes ve katliam arasında sadece ABD duruyor
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 'Amerika Birleşik Devletleri'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin alacağı kararlara daha fazla engel olmamasını bekliyoruz. Şu anda Gazze'de ateşkes ile katliam arasında sadece ve sadece Amerika Birleşik Devletleri duruyor. Bizim ve uluslararası toplumun mesajı net. Filistinlilere uygulanan zulüm sona ermeli, hemen ateşkes ilan edilmeli, barış süreci başlatılmalıdır' dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin alacağı kararlara daha fazla engel olmamasını bekliyoruz. Şu anda Gazze’de ateşkes ile katliam arasında sadece ve sadece Amerika Birleşik Devletleri duruyor. Bizim ve uluslararası toplumun mesajı net. Filistinlilere uygulanan zulüm sona ermeli, hemen ateşkes ilan edilmeli, barış süreci başlatılmalıdır” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan resmi ziyarette bulunmak üzere geldiği Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de temaslarına devam ediyor. Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile gerçekleştirdiği baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin her geçen gün derinleştiğini belirten Fidan, “Türkiye ve Azerbaycan acı ve mutluluğu aynı yürekte paylaşan iki kardeş ülkedir. İlişkilerimizi her alanda daha da kuvvetlendirmek, halklarımıza karşı ortak sorumluluğumuzdur. Sayın Cumhurbaşkanımız imzalanan Şuşa Beyannamesi bize fevkalade güçlü bir zemin sağlamakta. Biz de kardeşim Sayın Bayramoğlu sürekli koordinasyon içerisinde bu beyannamenin gereğini yapmaya çalışıyoruz. Küresel istikrarsızlığın ve öngörülemez, artarak devam ettiği bir dönemde ortak duruşumuzu sürdürmemiz önem taşıyor” dedi.
Ulaştırma ve enerji hatlarının güvenliği bakımından Güney Kafkasya’nın istikrarının çok önemli olduğunu söyleyen Fidan, “Biliyorsunuz Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı Orta Koridor’un önemli bir bileşenini oluşturmakta. Küresel tedarik zincirindeki konumumuzu perçileyebilmemiz için hattın tam kapasiteyle kullanıma açılması büyük önem arz etmekte. Ülkelerimiz arasındaki bağlantısallığın güçlendirilmesini ve halklarımızın daha da yakınlaşmasını arzu ediyoruz. Kars Nahçıvan Demiryolu Projesine ilişkin niyet protokolü sayın Cumhurbaşkanımızın Nahçıvan ziyaretleri sırasında imzalanmıştı. Bu projeyi de en kısa sürede hayata geçirmek amacındayız. Enerji alanındaki fırsat ve riskleri ortak çıkarlarımız temelinde ve bütüncül bir stratejiyle ele almak durumundayız. TANAP’ın kapasitesinin genişletilmesi ve Hazar doğalgazının Türkiye’ye ve Avrupa’ya aktarılması bu stratejimizin önemli unsurlarından biridir” dedi.
“Barış ve huzurun hakim olduğu bir Güney Kafkasya bütün aktörlerin çıkarınadır”
Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile bölgedeki önemli meseleleri de ele alma imkanı bulduklarını ifade eden Fidan, “Öncelikle Güney Kafkasya’daki gelişmeleri görüştük. Eylül ayındaki terörle mücadele operasyonuyla Azerbaycan Karabağ’da hakimiyetini ve egemenliğini tam anlamıyla tesis etti. Kendilerine bunun için bir kez daha tebrik ediyoruz. Operasyonda şehit düşen tüm kahramanlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor, kardeş Azerbaycan halkına başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Esasen 3 yıl önceki 44 günlük Vatan Muharebesi’nin ardından bölgede barışın tesisi yolunda tarihi bir fırsatın belirdiğini hep söyledik. Bugün gelinen aşamada bu fırsatın çok daha güçlendiğini ve artık kaçırılmaması gerektiğine inanıyoruz. Bunun için Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı barış ve sınır tespit anlaşmalarının olumlu bir şekilde seyretmesini de memnuniyetle karşılıyoruz. Barış ve huzurun hakim olduğu bir Güney Kafkasya bütün aktörlerin çıkarınadır. Bu nedenle tüm taraflar barış ve normalleşme ikliminin oluşması için çaba göstermelidir. Geçtiğimiz günlerde iki ülke arasında birtakım somut güven artırıcı adımların atılması kararından da ayrıca memnuniyet duyuyoruz. Bu tür adımların devam etmesini ve kapsamlı barış antlaşmasına giden yol açmasını diliyoruz” dedi.
“Bölgesel istikrar ve barışa hiç olmadığı kadar yakınız”
Provokatif adımlarla Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürece zarar vermeye çalışan çevrelerin ders çıkarması gerektiğini belirten Fidan, “Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki süreçte sağlanacak ivmenin Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme sürecimize de olumlu yansıyacağını hep söylüyoruz. Bölgesel istikrar ve barışa hiç olmadığı kadar yakınız. Bu fırsatın en iyi şekilde değerlendirmesi için kardeş Azerbaycan’la yakın eşgüdümü kesintisiz devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.
“Filistin’in haklı davasını olan bağlılığımızı bir kez daha vurgulayacağız”
Gazze’deki insani trajedinin devam ettiğini belirten Fidan, “Uluslararası düzeyde yürüttüğümüz çalışmalar hakkında kardeşim Ceyhun beyi de bilgilendirdim. Biliyorsunuz İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi ortak zirvesinde savaşın durdurulması ve kalıcı barışın tesisi için uluslararası düzeyde girişimlerde bulunulması kararlaştırılmıştı. Dışişleri Bakanları olarak en son Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da temaslarda bulunduk. Yarın da Oslo’da Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka, İzlanda, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg makamları ile bir araya gelme imkanımız olacak. Filistin’in haklı davasını olan bağlılığımızı bir kez daha vurgulayacağız. Temas Grubu olarak artık sadece İslam ülkelerini değil, tüm dünyanın sesini duyuruyoruz. Yoğun çabalarımızın da katkısıyla önemli gelişmeler yaşanıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda salı günü yapılan oylamada Gazze’de ateşkes sağlanmasını talep eden karar için 153 ülke olumlu oy kullandı. Biliyorsunuz benzer bir karar daha önce sadece 121 oyla kabul edilmişti. Aradan geçen sürede ciddi bir artış oldu. Evvelce çekimser kalan veya aleyhte oy kullanan birçok ülkenin de Filistin’in yanında durma kararı aldığını gördük. Bu, uluslararası camianın zulmün bitirilmesi yönündeki iradesini açıkça gözler önüne sermekte” dedi.
“Gazze’de ateşkes ile katliam arasında sadece ve sadece ABD duruyor”
İsrail’i destekleyen ülkelerin bu tabloyu iyi anlaması gerektiğini vurgulayan Fidan, “Ancak bu da yetmiyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin alacağı kararlara daha fazla engel olmamasını bekliyoruz. Şu anda Gazze’de ateşkes ile katliam arasında sadece ve sadece Amerika Birleşik Devletleri duruyor. Bizim ve uluslararası toplumun mesajı net. Filistinlilere uygulanan zulüm sona ermeli, hemen ateşkes ilan edilmeli, barış süreci başlatılmalıdır” diye konuştu.
“Tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz”
Türkiye’nin Azerbaycan’ın haklı davasının yanında olurken, Ermenistan’ın haksız işgalin sona ermesini ve Azerbaycan’ın kendi topraklarında egemenliğini temin etmesi konusuna destek verdiklerini belirten Fidan, “Değerli kardeşimin de ifade ettiği gibi bundan sonraki süreç bölgede bir barış anlaşmasıyla refah ve kalkınma döneminin başlangıcı olmalı. Bunun için tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz. Türkiye olarak biz bölgede ve Azerbaycan’daki işgal son bulduktan sonra artık bir kavgaya, bir çatışmaya gerek kalmadığını düşünüyoruz. Bundan sonraki yolun barışla ilerlemesi, ilerletilmesi gerektiğini her zaman için ifade ettik. İki ülke arasında yürüyen görüşmelere biz her türlü desteğimizi veriyoruz. Dışarıdaki özellikle bazı üçüncü ülkelerin Türkiye’nin görüşünü almak istediklerinde de bizim verdiğimiz mesaj her zaman için burada verdiğimiz mesaj bu konuda biz netiz. Azerbaycan’la Ermenistan arasında normalleşme sağlandığı zaman Türkiye hemen normalleşmesini Ermenistan’la yapacak. Bunu Ermeni makamlarına da defaatle ilettik. Dediğim gibi burada Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki normalleşmenin bir an önce tamamlanması bizim önceliğimiz. Bu konuda da her türlü desteği verdik, vermeye de devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Ermenistan ile normalleşme konusunda önümüzde herhangi bir engel görmüyoruz”
Türkiye’nin Azerbaycan ve Ermenistan arasında devam eden normalleşme ve barış görüşmelerini desteklediğini vurgulayan Fidan, “Burada bize ne tür görev düşerse onu yapmaya hazır olduğumuzu da ifade ediyoruz. Burada tabii bazı ülkelerin yanlış yaklaşımları da zaman zaman söz konusu olabiliyor. Biz Türkiye olarak uluslararası mecralardaki etkimiz ağırlığımızı kullanarak bu konularda yanlış yaklaşımların önüne geçmek için de gerekli ön alıcı girişimlerde açıkçası bulunuyoruz. Bu konularda bugün sayın Cumhurbaşkanı Aliyev ile ve kardeşimle de detaylı görüşmelerde bulunduk. Yani barış görüşmesi şu anda hangi aşamada, hangi tür aşamalardan geçiyor bu konuları detaylı görüştük. Biz daha önce de ifade ettiğim gibi Ermenistan ile normalleşme konusunda önümüzde herhangi bir engel görmüyoruz. Azerbaycan’la olan barış anlaşmasının tamamlanmasını bekliyoruz. Tabii ondan sonra çok fazla teknik ve bazı siyasi konular var. Onlar da çözülmeyecek konular değil” ifadelerini kullandı.
“Benzeri görülmemiş bir katliamla karşı karşıyayız”
Türkiye’nin Gazze ile ilgili çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettiğini belirten Fidan, “Benzeri görülmemiş bir katliamla şu anda karşı karşıyayız. Bu başlı başına tarihsel bir trajedi. Fakat bu trajediden daha vahim olan bir husus ve problemi daha da karmaşık hale getiren bir konu erdemli olmakla övünen, özellikle batı merkezli birçok ülkenin bu katliamın sessiz ortağı olması, arkasında olması. Tabii bu uluslararası sistemde büyük bir çöküşün habercisi olmakla beraber çok ciddi jeopolitik fay hatlarında kırılmalar meydana getirme riski var. Daha belirsiz, daha risklerin olduğu bir dünyanın da kapısını açıyor. Eğer uluslararası toplum kendine gelip ahlaki pusulaya yeniden ittiba etmezse biz daha büyük krizlerle ve daha büyük problemlerle karşılaşmamız mümkün olacağını görüyoruz” şeklinde konuştu.
“İki devletli çözüm için ısrar etmemiz gerekiyor”
Gazze’deki katliamın durdurulması için uluslararası toplumun üzerine düşen sorumluluğu bir an önce yapması gerektiğini vurgulayan Fidan, “Bu nedenle İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi ülkeleri adına hareket eden 7’li Temas ve Girişim Grubumuzun çok yoğun faaliyetleri var. Biz bu faaliyetlerimiz esnasında, temaslarımız esnasında biliyorsunuz hem çeşitli başkentlerde gidiyoruz hem de uluslararası platformlarda Birleşmiş Milletler dahil bir takım görüşmelerde bulunuyoruz. Burada bizim aslında bütün insanlık adına seslendirdiğimiz görüşler var. Sadece ait olduğumuz platform adına değil. Bir an önce katliamın durması, ateşkesin sağlanması, insani yardımlara izin verilmesi ve bu trajedinin tekrar etmemesi için hem İsrail’in hem Filistin’in güvenliği için iki devletli çözüm çalışmalarına bir an önce başlanması, bu konudaki mesajlarımızı net ve istikrarlı bir şekilde bütün muhataplarımıza vurguluyoruz. Bunlardan birisi denklem dışı kaldı mı bu sorunun kapsamlı bir çözümü olmayacak, Belki geçici bir rahatlama elde edilebilir ama uzun vadeli ve kalıcı bir çözüm için iki devletli çözüm meselesinde ısrar etmemiz gerekiyor” dedi.
“İsrail’i destekleyen ülkelerin İsrail’in her türlü zulmüne kör kalan bir sistemleri var”
İsrail’i destekleyen birçok Batılı ülkenin elinde İsrail’e baskı yapacak çok fazla bir mekanizmanın bulunmadığına işaret eden Fidan, “Kendi siyasal sistemleri öyle dizayn edilmiş ki, İsrail’in her türlü zulmüne, hukuksuzluğuna kör kalan bir sistemleri var. Bu siyasal sistemleri ve anlayışları reforme edilmeden, İsrail’in dünya kamuoyunun vicdanına uygun bir politik tarza davet edecek bir girişimde ve bir yaptırımda bulunma şansları da görünmüyor. Bu bir sorundur. Bunu aşmak için uluslararası topluma gerekli çağrı yapıyoruz. Burada bizim Temas Grubu olarak başarılı olduğumuzu düşündüğümüz konuların başında aslında böyle bir problemin var olduğunu kendilerine kabul ettirmek. Yani böyle bir sorunu tasvip etmiyorsanız, İsrail’in insanları öldürmesini fakat önüne geçmek için de herhangi bir girişimde bulamıyorsanız bu ciddi bir sıkıntı. Burada bir takım yavaş ilerlemeler görüyoruz. Özellikle başlangıçta İsrail’in katliamına sessiz kalan birçok Batılı ülkenin son Birleşmiş Milletler Genel Kurul oylamasında artık ya olumlu oy kullandığını ya da çekimser kaldıklarını görüyoruz. Aslında bu Filistinliler adına değil, sadece insanlık adına büyük bir kazanım. Tekrar altını çiziyorum, Filistinlilere yapılan zulüm başlı başına bir trajedi. Fakat daha büyük bir trajedi, insanlığın kendi vicdanını kaybetmiş duruma gelmiş olması. İnşallah bu hatadan en kısa zamanda uluslararası kamuoyu dönecek ve biz bu konudaki çalışmalarımızı kesintisiz devam ettireceğiz” diye konuştu.
Orta Koridor’un tam potansiyeliyle hayata geçmesinin önemli olduğunun belirten Fidan, “Birkaç açıdan önemli. Birincisi, aslında bölge ülkelerinin uzun bir aradan sonra belki ilk defa bu denli önemli ortak kalkınma projelerini, büyük projelerini merkeze almaları ve bunun üzerinden işbirliği geliştirmeleri bence oyun değiştirici bir hamle. Bu türden projelerin sayısının arttırılması ve özellikle Orta Asya, Kafkasya ve Türkiye hattı üzerindeki lojistik ve bağlantısallık projelerinin hayata geçirilmesi hem bölgesel kalkınma için hem işbirliği için fevkalade önemli diye düşünüyorum. Zaten değerli meslektaşım da yaptığımız toplantıda bu türden projelerin sayısının artırılması ile ilgili stratejik niyetlerimizi ortaya koyduk” dedi.