Erdoğan, enflasonu tekrar tek haneli rakamlara düşüreceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enflasonu tekrar tek haneli rakamlara düşüreceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enflasonu tekrar tek haneli rakamlara düşüreceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi 30. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün dünyanın en ücra köşelerinde bile Türk malı damgalı ürünlerimiz varsa bunda en büyük pay sahibi ihracatçılarımızdır. Salgın, deprem ve seçimlerin yanı sıra küresel ekonominin yanındaki sıkıntılara rağmen yakaladığımız bu ivmeyi inşallah kaybetmeyeceğiz. Bir süredir tüm dünya ile birlikte bizimde başımızı ağrıtan enflasyon meselesini tek haneli rakamlara düşüreceğiz” dedi.
Erdoğan, “Firmalarımızın ihracat şampiyonları olarak ödüllerini takdim ettik. Yaptıkları ihracatlar ile ödül kazanan sektör birincilerini ve en yüksek ihracat yapan firmalarımız ile temsilcilerini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Türkiye’nin büyümesine, kalkınmasına, refahına, ciddi katkılar sağlayan tüm ihracatçılarımıza şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. 115 bin ihracatçı kardeşimin her birine, yatırım ve üretim yapan tüm kardeşlerime özellikle de çalışanlarımıza emekleri ve fedakarlıkları için teşekkür ediyor, ellerine, yüreklerine sağlıklar diliyorum. Tüm ihracatçılarımızla gurur duyuyorum. Ülkemizin ticaret diplomasisinin akıncıları konumundaki kardeşlerimle iftihar ediyorum. Milletimizin yüz akı övünç kaynağısınız. Her biriniz Türk ekonomisin üretim kapasitesinin giderek artan gücünün sembollerisiniz. Yaptığınız ihracatla yerli ve milli tarifimizin vücut bulmuş halisiniz” dedi.
Dünyanın en ücra köşelerinde Türk malı damgalı ürünlerimizin var ise burada en büyük pay sahibinin ihracatçılarımızın olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün dünyanın en ücra köşelerinde bile Türk malı damgalı ürünlerimiz varsa bunda en büyük pay sahibi ihracatçılarımızdır. Türkiye’nin potansiyelini değerlendirip ekonomimize omuz verdiğiniz için hepinize minnettarlığımı ifade ediyorum. İhracatın ve ihracatçılarımızın ülkemiz ekonomisinde yaptıkları katkıları çok iyi biliyorsunuz. Siyasi mücadelemiz boyunca ihracatçılarımızı hep yol ve dava kader arkadaşlarım olarak gördüm. Hangi görevde olursak olalım sizlerin meseleleriyle yakından ilgilendik. Gönlümüzle birlikte kapımızı da sizlere ve temsilcilerinize hep açık tuttuk. İhracatçılarımız ile sık sık bir araya geldik. İstişare ettik, gündemimizdeki konuları samimiyetle ele aldık. Sizin sorunlarınıza kalıcı çözümler ürettik. Gün oldu tır şoförlerinin karne sorunlarını çözdük, firmalarımızın birikmiş alacaklarının tahsilini gerçekleştirdik, gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması için temaslar yürüttük. Sizlere yardımcı olmak adına uzak yakın, gece gündüz demeden koştuk, çalıştık, ter döktük. Bu yeni dönemde de hiç beklemeden adımlarımızı attık ve süratle ziyaretlerimize başladık. Deprem felaketi sonrasında da dahilde işleme izinlerinde ek süre, deprem bölgesine kısa çalışma ödeneği, afet bölgesinde yatırım teşvik belgelerinin 3 yıl uzatılmasına, cazibe merkezleri programına dahil edilmesine, KOBİ tanımındaki üst limitin 250 milyondan 500 milyon liraya çıkarılmasından, asgari ücret desteğinin uzatılmasına kadar bize ilettiğiniz taleplerinize olumlu cevap verdik. Sizden gelen ülkemiz dış ticaretine ivme kazandıracak her türlü teklifi her türlü yapıcı eleştiriyi hüsnü niyetle değerlendirdik. El ele gönül gönüle hareket ederek Türkiye’yi ihracatta tarihin en büyük başarılarıyla tanıştırdık” açıklamasında bulundu.
2001 krizi sonrası Türkiye’nin ağır bir şok altında olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “21 yıl önce Türkiye 2001 krizinin ağır şoku altındaydı. Finans sektörü batan bankalar sebebiyle ciddi dar boğaza girmişti. Esnafından işçisine, sanayicisinden memuruna, emeklisine ev hanımına kadar toplumuzun hiçbir kesimi önünü göremiyordu. İhracatıyla, alt yapısıyla, üst yapısıyla, istihdamıyla gerçekten kendini güç bela ayakta tutan bir ülke vardı. İş dünyamızla dayanışma içinde çalışarak bu tabloyu tersine çevirdik. Dünyanın en önemli üretim üstlerinden biri haline geldik. Yıllık sadece 36 milyar dolar ihracat yapan ekonomiye sahiptik. Bugün bu rakamı 1,5 ayda gerçekleştiren güçlü bir ekonomiye kavuşturduk. 2022 senesi ihracatımız açısından adeta rekorlar yılı olarak kayıtlara geçti. Mal ihracatımız yüzde 12,9 artışla 254,2 milyar dolar oldu. Ülkemizin küresel ticaretten aldığı pay yüzde 1,02 buraya yükseldi. Hizmet ihracatımız yüzde 47,3 artışla 90 milyar doları aştı. Savunma ihracatımız yüzde 37 artış ile 4,3 milyar doları buldu. İhracat yapan firma sayımız önceki seneye göre yüzde 14 yükselerek 114 bin 561’e çıktı. Geçen yılı böyle tamamladıktan sonra bu yıla çok güçlü giriş yaptık. Ancak 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler 50 bini aşkın can kaybımızın yanı sıra 11 ilimizi de derinden sarstı. Konutların yanı sıra, işyerleri, fabrikalar, üretim tesisleri, ticarethaneler de depremde ciddi zarar gördü. Dünyada ancak birkaç ülkenin altından kalkabileceği bu devasa yıkım karşısında devlet olarak süratle harekete geçtik. Enkazları kaldırdık. Yıkılanın yerine yenisini yapmak için kolları sıvadık. Deprem şehirlerimizdeki üretim çarklarının dönmeye devam etmesi için iş dünyamıza gereken her türlü desteği sağladık. Şehirlerimizi eskisinden daha güvenli, daha dinamik, daha canlı, daha bayındır bir hale getireceğiz. Depremin ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkileri de hamdolsun günden güne azalıyor. Asrın felaketini yaşamış olmamıza rağmen ihracatımız güçlü seyrini devam ettiriyor. Mayıs ayında ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14,4 artarak 18,9 milyar dolardan 21,6 milyar dolara yükseldi. Son 12 ayda ihracatımız 254,4 milyar dolara ulaştı. Bu performansta orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının imalat içindeki payı 2022 yılı genelinde yüzde 37’ydi. Aynı oran 2023’ün ilk 5 ayında yüzde 40,8 seviyesine çıktı. Büyüme tarafında da benzer müjdeli rakamlara şahit oluyoruz. Ekonomimiz yılık ilk çeyreğinde yüzde 4 büyüyerek son 11 çeyrektir büyümesini sürdürüyor” dedi.
“Enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz”
Bir süredir tüm dünya ile birlikte bizimde başımızı ağrıtan enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyüme ve ihracat rakamları deprem felaketi sonrası ekonomimizin beklenenden daha hızlı toparlandığını gösteriyor. Salgın, deprem ve seçimlerin yanı sıra küresel ekonominin yanındaki sıkıntılara rağmen yakaladığımız bu ivmeyi inşallah kaybetmeyeceğiz. Bir süredir tüm dünya ile birlikte bizimde başımızı ağrıtan enflasyon meselesini tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Seçim belirsizliği ortadan kalktı, artık bu konuda elimiz daha güçlü. Yeni ekonomi kadromuzun da birinci önceliğini bu meselenin çözümü oluşturuyor. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme ekseninde hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Dış ticarette en büyük sıkıntımız olan enerji yükünü Karadeniz gazı, Gabar petrolü, Akkuyu nükleer santrali ve yenilenebilir kaynaklarla asgariye indireceğiz. Sizlerden aldığımız güçlü ihracatımızı ihracatımızı rekordan rekora taşıyacağız” açıklamasında bulundu.
Bugüne kadar hep kendimizle yarıştıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bugüne kadar hep kendimizle yarıştık. Her başarımızdan sonra çıtayı sürekli yukarı çıkardık. Geriye gidişe tahammülümüz olmadığı gibi durmaya, duraksamaya, yerinde saymaya da müsemmamız yoktur. İhracatımızı bu yılsonunda 265 milyar dolara gelecek sene ise 285 milyar dolara ulaştırmak istiyoruz. 2028 senesi için de hedefimiz 400 milyar dolar ve üstünü yakalamaktır. 2028 ihracat hedeflerimiz kapsamında ihracatımızdan yüzde 1,5 pay alan elektronik ihracatının payını yüzde 10’a çıkarmayı hedefliyoruz. İhracatımızın geliştirilmesi sürdürülebildiğinin sağlanması için ülke ülke girişimlerimizi artıracağız. Çok dolaşacağız, dünyayı gezip onlarla birlikte neler yapacağımızı planlayacağız. Türkiye’nin son 21 yılda dış politikada attığı adımlar ihracatımızda da çarpan etkisi yapmıştır. Türkiye’nin diplomatik temsil ağı genişledikçe ihracatı da sürekli yukarı gitmiştir. Göreve başlama törenimize iştirak eden devletlerin sayısına, temsil düzeyine, ve çeşitliliğine baktığımız da bu gerçeği tekrar görüyoruz. Birbiriyle kavga eden hatta çatışan tarafları bile aynı çatı altında buluşturan biz ülke olmamız bizlere dış ticarette de avantajlar sunuyor. Seçim zaferimiz sonrasında Afrika’dan Asya’ya Latin Amerika’dan Avrupa’ya geniş bir bölgede sokaklara taşan sevgi seli de ülkemize yönelik teveccühün ispatıdır” dedi.
Türkiye’nin şuan yüzbinlerce insanın gündeminde olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demir tadında dövülür prensibince bu bilgiyi vakit kaybetmeden ihracat, turizm ve yatırım noktasında fırsata dönüştürmemiz gerekiyor. Fuarlarla, ticaret heyetleriyle, saha araştırmalarıyla, teknolojinin sağladığı imkanlardan da istifadeyle ihracatı artırmanın yollarını aramalıyız. Yabancı ortaklara ulaşma, potansiyel pazarlar hakkında bilgi alma hususunda görevlilerimiz sizlerin emrindedir. Sizlere her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Bu konuda ihmali kastı olanlardan da kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracatçımızın daha düşük maliyetli finansmana kavuşmasının hedeflerimize ulaşmasını hızlandıracağını biliyorsunuz. Bakanlığımızın yanında Türk Eximbank ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Eximbank’ın Türk Bankacılık sektöründe en büyük kredi hacmine sahip dokuzuncu banka ve Türkiye’nin en büyük alacak sigortası kuruluşudur. Destek sağladığı ihracatçı sayısı 16 bine ulaşmıştır. Bu yıl Eximbank’ın KOBİ’lere sağladığı kredi hacmi yüzde 25,8’e yükselecektir. Finansman meselesinde sadece Eximbank ile yetinmiyoruz. 2022 yılının mart ayında faaliyete geçirdiğimiz ihracatı Geliştirme Şirketiyle ihracatçımıza finansman konusunda nefes aldırdık. İhracatı geliştirme şirketi kefalet sistemi ile teminat sorununa çözüm getirdik. İhracatçımız artık gayri menkulünü bankaya hipotek vermek mecburiyetinde kalmıyor. İhracat desteklerine yönelik prefinansman modeliyle firmalarımız önce ödeme alıp sonra harcama kolaylığına kavuştular. Toplam 65 milyar liralık yatırım değeriyle ülkemizin en prestijli projesini hayata geçirmenin gururunu yaşadık. Yerli ve yabancı finans kuruluşlarının bölgede faaliyet göstermeye başlamasıyla bölge daha etkin olacaktır. İstanbul Finans Merkezi uluslararası sermaye akışını kolaylaştırarak yatırım çekme potansiyelimizi artıracaktır. İstanbul Finans Merkezi’nin fintek ve katılım finans alanlarında küresel bir çekim merkezi haline geleceği kanaatindeyim. Henüz istenen belirlenen hacme ulaşmış değiliz. Türk ekonomisinin tüm sektörleri gibi ihracatçılarımızın da İstanbul Finans Merkezi’nin oluşturduğu ekosistemden istifade edeceğine inanıyorum” dedi.
Büyük hedeflerimizin bir diğeri olan sağlık hizmeti sağlık turizmi ihracatının olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlık turizminde ülkemizi küresel bir merkez haline dönüştürmeyi arzu ediyoruz. Özellikle şehir hastanelerimizin birer birer devreye girmesiyle yabancı hasta sayımız da her yıl katlanarak artıyor. Şifasını ülkemizde arayan bu hastalar turizmden gıdaya, ulaşımdan bakım hizmetlerine kadar pek çok alanda ciddi katma değer oluşturuyorlar. 10 milyar dolarlık bir sağlık turizmi hedefine şu an itibarıyla sahibiz. 2023 yılında 2 milyon sağlık turisti ve 3 milyar dolar ihracata hep birlikte şahit olacağız. Aynı şekilde bu yıl lojistik ihracatında 40 milyar dolara ulaşmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Millet olarak geleceğe daha güvenle ve umutla baktıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada yıldızı giderek parlayan bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. İçimizdeki kimi gafiller anlamasa da yurt dışından ülkemizi takip edenler bu hakikati daha net görüyor. 2023’ün Türkiye’sini halen 80-90’ların kalıplarıyla okumaya çalışanlar idrak edemese de ülkemiz gümbür gümbür geliyor. 14 ve 28 Mayıs seçimleriyle ihtiyacımız olan azmi, cesareti, kararlılığı ve iradeyi tekrar elde ettik. Her iki seçimde de ezici bir zafer kazanarak yasaması ve yürütmesiyle ülkemize 5 sene daha hizmet etme şerefine nail olduk. 28 Mayıs gecesi sandıkların kapanmasıyla birlikte Türkiye Yüzyılının ilk adımını atmış bulunuyoruz. Kabinemizi de süratle oluşturarak hedeflerimiz doğrultusunda çalışmaya başladık. 5 sene boyunca hiç durmadan çalışarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşa edeceğiz. Türkiye sadece 21 yıllık değil asırlık kazanımlarını tehlikeye atacak büyük kuşatmayı da parçalamıştır. Son seçim sonuçlarının milletin istikbal yolculuğu açısından zamanla daha iyi idrak edeceğiz. Milletimizin verilmiş sadakasının olduğunu gün geçtikçe daha iyi göreceğiz. İktidara gelmek için kimlerin kimlerle pazarlıklara giriştiği, vatanın bekasının işporta tezgahı gibi nasıl ortaya konduğu zamanla ortaya saçılacaktır. Terör örgütleriyle ne gibi pazarlıklar yapıldığı ortaya çıktıkça verilmiş sadakamız varmış diyeceğiz. Muhalefet cephesinde yaşananlar ülkenin nasıl felaketin eşiğinden döndüğünü gösteriyor. Seçim akşamında başlayan kavga o günden bugüne durmadı. Millete pazarladıkları masanın bir kurtlar sofrası olduğu ortaya çıktı. Milletimiz engin, basiret ve ferasetiyle bunların asıl yüzünü görmüş, kendisinin ve evlatlarının geleceğini riske atmamıştır. Aynı tavrı muhalefetten de bekliyoruz. Millete karşı siyaset yapmak yerine ülke ve millet için siyaset yapmaları hem kendileri hem de demokrasimiz açısından daha faydalı olacaktır” dedi
Türkiye’de muhalefet açığını bir türlü kapatamadıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, geride bıraktığımız 21 yılda pek çok açığı kapamıştır. Demokrasiden, hak ve özgürlükten, alt yapı yatırımlarından millet iradesinin kullanılmasına kadar nerede bir açık varsa onun üzerine gittik. Ülkemizin en kronik sorunlarından olan muhalefet açığını maalesef bir türlü kapatamadık. Son seçim sonuçlarının Türkiye’deki muhalefet açığının kapanması için bir fırsat teşkil ettiğine inanıyorum. Türkiye artık her hayırlı işe karşı çıkan, mahkeme kapılarında nöbet tutan, istemezükçü bir muhalefet anlayışını hak etmiyor. Milletimizin iktidara gelebilmek uğruna terör örgütleri ile iş tutacak kadar muvazeneyi yitirmiş bir muhalefet pratiği görmek istemiyor. Evlatlarımız umut vermek yerine sürekli yalan söyleyen, felaket tellallığı yapan muhalefet söylemine maruz kalmak istemiyor. Parti içi çekişmelerde, baba oğul arasında yaşanan taht kavgalarından bağımsız olarak Türkiye’nin yeni bir muhalefet anlayışına ihtiyacı var. Türkiye Yüzyılında bunun da gerçekleşmesini temenni ediyorum” şeklinde konuştu.