Bakan Soylu: Bu harekatlar olmasaydı terör koridoru kuracaklardı
Kırklareli'nde muhtarlarla buluşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Biz Zeytindalı ve Barış Pınarı Harekatlarını yapmamış olsaydık, Hakurk'tan Zap'a ve Afrin'e kadar bir terör koridoru kuracaklardı. Sadece sınır hattı yapmıyoruz. Güvenlik duvarı yapıyoruz, aydınlatma yapıyoruz, termal kameralar yapıyoruz, optik kuleler yapıyoruz" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırklareli'nde muhtarlarla bir araya geldi. Soylu burada yaptığı konuşmada, muhtarlık kurumunun önemine değinerek, “Devletin en tepe noktasından ülkenin en ücra köşelerine hizmet eden ve bu köşeleri birleştirerek teveccühleri ile bizleri burada buluşturan kıymetli muhtarlarımıza çok teşekkür ediyorum. Sözlerime başlamadan önce muhtarlık kurumunu çok daha farklı bir noktaya taşıyan Cumhurbaşkanımızın Recep Tayyip Erdoğan'ın tebriklerini, muhabbetlerini, iyi çalışmalar dileklerini iletmek istiyorum.
Dün gece yarısına kadar Van Bahçesaray'da bir güvenlik toplantısı yaptık. Ardından hem sivil toplum kuruluşları ile birlikte olduk hem de esnafımız ile bir araya geldik. Orada da bu sabah sizlerle bir araya geleceğimi belirttim.
Onlar da sizlere selamlarını ilettiler. Muhtarlarımız ile bir araya gelmek, sorunları yerinde görmek için istişarelerde bulunmak Cumhurbaşkanımızın çalışma sistemidir ve bize de tavsiye ettiği bir çalışma prensibidir” dedi.
"Uyuşturucu ile mücadeleye devam edeceğiz"
Bakan Soylu, İçişleri Bakanlığı’nın uyuşturucu ile mücadelede en büyük destekçilerinin muhtarlar olduğunu ve uyuşturucu ile mücadelenin süreceğini belirterek, “Bugün cezaevlerinde uyuşturucudan yatan insan sayısı 117 bin.
15 Temmuz tarihinde bu rakam 35 bindi. Şu anda Amerika'nın her yerinde uyuşturucu kullanımı serbest. Bir kafeye, restorana gittiğinizde uyuşturucu kokusundan duramıyorsunuz. Bir de cinsiyetsizlik denilen LGBT denilen şey var ya, her yerde yaygınlaşmış durumda. Metruk binalarla ilgili geçtiğimiz kasım ayında muhtarlıklar ve kaymakamlar tarafından tespit edilen metruk binaların MAKS sistemine kayıt edilmesinin önünü açtık.
Böylece ülke genelinde 118 bin metruk bina tespit ettik. 60 bin oldu, 70 bin oldu, ben biraz daha zorlayınca 100 bin oldu. Bunun 90 binini yıktık, 10 bin tanesini restore ettik. 18 bini üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Bu binalar uyuşturucu kullanımı olan, geceleri kimin girip çıktığı belli olmayan yerlerdi.
Kırklareli’ndeki tescilsiz olup yıkılacak olan metruk bina sayısı halen 989’dur. Bu konuda da hepinizin gayretlerini ve ilgilerini bekliyoruz. Çünkü her türlü pisliğin, kanunsuzluğun ve özellikle uyuşturucunun olduğu yerler bu metruk binalar. Bu konuda kanunun size verdiği hangi hak varsa, lütfen sonuna kadar kullanın.
Destek istediğiniz noktada bizler her konuda olduğu gibi özellikle bu konuda emrinize amadeyiz. Bizim bu metruk binalarla mücadelemizin temel sebebi uyuşturucudur. Biz uyuşturucudan yakaladığımız bir kişiye bir anket yaptırırız. Nerede başladın? Neden başladın? Neden kullandın gibi sorular sorarız.
Biz bunlara nerede yaşıyorsun, nerede kalıyorsun diye sorduğumuzda yüzde 85'inin ailesi ile kaldığını görüyoruz. Geri kalanlarının da metruk binalarda kaldığını görüyoruz. Ayrıca uyuşturucu kullananların yüzde 55'in üzerinde verdiği cevap 'evde kullanıyorum' oluyor. Yüzde 28'i metruk binalarda, parklarda, park eden arabalarda kullandıklarını söylüyorlar. Emniyet Genel Müdürlüğü eliyle başlattığımız 'En İyi Narkotik Polisi Anne' projesinin temel amacı da uyuşturucu ile mücadele etmektir.
Biz gençlerimize evlerde anneleriyle ulaşacağız, metruk binaları da yıkarak ya da restore ederek çözüme kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu sentetik uyuşturucular yüzünden ölümler artmıştı. Uyuşturucu satıcısının bacağının kırılması hususunda bir söz söylemiştim.
Vay efendim sen misin bunu söyleyen. Demediklerini bırakmadılar. Bir annenin gözyaşını görmeyen, yaşadıklarını bilmeyen bize sallamaya devam ediyor. Uyuşturucuya karşı her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
"Muhtarların önemini bir kez daha gördük"
Pandemi döneminde muhtarların büyük fedakarlıklar gösterdiğine değinen Bakan Süleyman Soylu, “Pandemi döneminde dünya yaşlılarını evde ölüme terk etmişken, bizler filyasyon ekipleri ve VEFA ekiplerimizle maaşından ilacına, pazar alışverişine kadar kapısına getirdik. Bu konudaki katkılarınız için müteşekkirim.
Son zamanlarda doğal afetler yaşıyoruz. Bu afetlerde muhtarlarımız ile kurduğumuz koordinasyonda neyin ne olabileceğini öğrenmiş olduk. Efendim muhtarın yaptığı işi bilgisayar yapıyor diyorlar. Oldu efendim, yardımı da bilgisayar götürsün o zaman” dedi.
"Bu harekatlar olmasaydı terör koridoru kuracaklardı"
Suriye'nin kuzeyinde harekatlar yapılmasa terör koridoru kurulacağını söyleyen Bakan Soylu, "Biz Zeytindalı Harekatı'nı yapmasaydık terör koridoru kuracaklardı. Yani bugün Pençe-Kilit Operasyonu'nun yapıldığı Hakurk’tan Zap’a kadar, oradan Afrin’e kadar terör koridoru kuracaklardı. Bunları kim kuracak? Amerika kuracak.
Son üç yılda Amerika 2 milyar dolar terör örgütüne bizatihi kendi senatosundan yardım etti. Bırak senatoyu, Türkiye’den bir kurum terör örgütlerinden bir tanesine bir yardım etsin bakalım Avrupa ve Amerika bizi çarmıha geriyor mu germiyor mu? Nasıl bir süreçle karşı karşıya kaldığımızı anlatmak istiyorum.
PKK’ya ve PYD’ye Amerika tam tamına son 3 yılda 2 milyar dolar resmi yardım yaptı. Bunu kime nasıl izah edeceğiz? Kime nasıl anlatacağız? Hani müttefikimizdi? Orada terör koridoru kuracaksın, orada teröristi öldürüyoruz. Taziyeye giden kimdi? Amerikalı komutandı. Sonra Amerikan Büyükelçiliği bizim şehitlerimiz için de söz olsun diye, laf olsun diye bir ikiyüzlülük timsali olsun diye güya taziye mesajı yayınlıyor.
Neyle karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz ama şunu söyleyeyim; biz Cumhuriyet’in birinci asrına gidiyoruz. Siz, biz, hepimiz. Biz her şeyi görüyoruz. Darbe gördünüz, yüzde 8 binlik gecelik faizler gördünüz, emekli maaşlarını almak için gece yarısı Ziraat Bankalarının önünde sabaha kadar beklenen kuyrukları bu ülkede yaşadık. Amerika’dan, Avrupa’dan bize parmak sallamalar gördük” dedi.
"15 Temmuz’u Amerika yaptı"
Bakan Soylu, 15 Temmuz hain darbe girişiminin arkasında Amerika’nın olduğunu ifade ederek, “Bu ülkede farklı siyasi görüşlere sahip olabilirsiniz. Ama gazetelerin, televizyonların ülkenin siyasi parti liderlerine, başbakanlarına yaptığı muameleyi, hakaretleri, hükümeti düşürmek için ellerinden gelen bütün oyunları ve senaryoları hep beraber gördük.
Hanımlarına, kendilerine, eşlerine, ailelerine saldırılarını hep beraber gördük. Bunun arkasında kim var? 15 Temmuz’u biz mi yaptık? 15 Temmuz’u FETÖ yaptı, arkasında bal gibi Amerika var, bunu defalarca söyledim.
Bu lafı mezara gidince söylemeyeceğiz. Bu iş her yönüyle aydınlığa çıkmıştır. Eğer olmasa adamı orada saklamazdı, bize iade ederdi. Neyle karşı karşıya kaldığımızı anlatmak için söylüyorum bunları” ifadelerini kullandı.
"Savunma sanayiinde yerlilik ve millilik oranı yüzde 80’e çıktı"
Soylu, “Eğer biz Zeytindalı Harekatı'nı yapmasaydık, eğer biz Barış Pınarı Harekatı'nı yapmasaydık bugün Afrin olmasaydı, ben bunu rahat bir şekilde söylüyorum, tarihimizde ilk defa Amanoslar tertemiz diyorum, bir tek terörist bile yok.
Tendürek tertemiz diyoruz, bir tek terörist bile yok. Bunu neyle yaptık? Eğer Tayyip Erdoğan iktidara geldiği ilk günden itibaren savunma sanayiinde yüzde 20 olan yerli ve millilik oranını yüzde 80’e çıkarmamış olsaydı biz bunların hiçbirini bugün söyleme şansına sahip olmazdık” dedi.
"Bize mühimmat vermek istemediler, kendimiz ürettik"
Bakan Soylu, Zeytindalı ve Barış Pınarı Harekatlarında Amerika, Almanya ve Kanada’nın silah ve mühimmat vermek istemediğini belirterek, “Biz Afrin’e girdiğimizde Amerika, Almanya, Kanada benim tankımı, silahımı, mühimmatımı kullanamazsın dedi. Biz sana bir daha mühimmat vermeyeceğiz dediler.
Acaba biz bir ay içinde ne yapacağız diye endişe ederken, bir ay içerisinde Amerika’ya da, Kanada’ya da, Almanya’ya da ihtiyaç duymadan bizim ay yıldızlı mühendislerimiz onların bize üretmek ve satmak istemediklerini ürettiler. Ülkemizle, milletimizle ne kadar gurur duysak hakkımızdır” dedi.
"Sınır güvenlik yolları inşa ediyoruz"
Bakan Soylu, Türkiye’nin güneyinde yaşanan terör devleti tehdidine değinerek, “Hatay’a, Gaziantep’e, Kilis’e karşı taraftan havan geliyordu. İnsanlar ne yapacaklardı? İnsanlar okula gidemeyecekti, üniversiteye gidemeyecekti, devlet işlevsiz hale gelecekti.
Orada 30 kilometrelik koridor oluşturmak istememizin temel sebebi ülkemizin güvenliğidir. Buna Türkiye Büyük Millet Meclisinde hayır teskeresi verirken derdiniz nedir diye, niçin bunu sağlıyorsunuz, niçin bunu istiyorsunuz diye bize sordular mı? Ben ülke insanımın güvenliğinin sıkıntıya girmesine nasıl seyirci kalabilirim? Bu nasıl sürekli olarak devam eder? Oradan sürekli havan atacaklar, Gaziantep’e, Kilis’e, Hatay’a kadar bütün hattın tamamı havanla karşı karşıya kalacak.
Orada yaşanır mı? Bunu aynı kendi bölgeniz için, burası için düşünün. Bu sınır için düşünün. Sınır için de şunu söyleyeyim; bu sınırdaki güvenlik için bin 55 kilometrelik sınır hattını doğuda ve güneyde tamamladık. Yaklaşık 200 kilometremiz daha kaldı. 200 kilometrenin 110 kilometresini ihale ettik. Onun da önemli bir bölümünü bitirdik. Sadece sınır hattı yapmıyoruz.
Güvenlik duvarı yapıyoruz, aydınlatma yapıyoruz, termal kameralar yapıyoruz, optik kuleler yapıyoruz. Kırklareli sınırında 48 tane optik kule var. Yunanistan sınırında 43 optik kule var. Tüm bunları yapıyoruz ve yapmaya devam ediyoruz.
Şimdi, önümüzdeki mayıs ayından itibaren bedeli ne olursa olsun buradaki güvenlik duvarlarını hemen yapmaya başlıyoruz. Allah’ın izniyle doğu ve güneydoğuyu bitiriyoruz. Büyük ihtimalle mayıs-haziran ayında biter.
O biter bitmez, hemen buradaki güvenlik yollarını da aynı şekilde yapmaya başlayacağız. Genel programımızda bu şekilde devam etmiş olacak” ifadelerini kullandı.