- Haberler
- Ekonomi
- Bakan Şimşek: Dar kesimlerin alım gücünün kalıcı şekilde artırılmasının tek yolu enflasyonu tek haneye düşürmekle olur
Bakan Şimşek: Dar kesimlerin alım gücünün kalıcı şekilde artırılmasının tek yolu enflasyonu tek haneye düşürmekle olur
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dar kesimlerin alım gücünün kalıcı bir şekilde artırılmasının tek yolu olduğunu belirterek, 'O da enflasyonu tek hanelere düşürmekle olur. Ve zaten bu programın da ana hedefi, enflasyonu zamanla tek haneye çekmek ve orada tutmaktır' dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dar kesimlerin alım gücünün kalıcı bir şekilde artırılmasının tek yolu olduğunu belirterek, “O da enflasyonu tek hanelere düşürmekle olur. Ve zaten bu programın da ana hedefi, enflasyonu zamanla tek haneye çekmek ve orada tutmaktır” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Orta Vadeli Program (OVP) tanıtım toplantısının ardından bugün gazetecilerin sorularını cevapladı. Şimşek yaptığı konuşmada, Orta Vadeli Program’a gelen ilk tepkilerin olumlu olduğunu belirterek, “Dışarısı henüz muhtemelen içeriyi analiz ediyordur. Ama benim edindiğim izlenimler, gelen geri dönüşlerde olumlu bir perspektif var. İnandırıcı, iç tutarlılığı olan gerçekçi bir çerçeve olarak görülüyor. Burada faiz konusu, enflasyonun seviyesiyle ilgili konularda, yani tahmin boyutlarını Merkez Bankamız kasım ayında açıklayacağı enflasyon raporuyla, o hususları sizlerle değerlendirir, o çerçeveyi size sunar. Yani yeni patika, işte üst limitin ne olduğu, yani bandın üstüyle altının ne olduğu, o hususları sizlerle paylaşır” dedi.
“İç talep yumuşayacak, yavaşlayacak”
Dezenflasyon programına da, maliye politikasına da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğinin tam olduğunu belirten Şimşek, “Bunu sadece hissetmiyoruz, görüyoruz. O konuda hani ben buradan mesajı net olarak vermek istiyorum. En ufak bir tereddüt yok. Bu programın gereği neyse onu yapacağımız şeklinde değerlendirmenizde fayda var. Büyüme-enflasyon yani enflasyonu, mutlaka büyümenin ciddi bir şekilde iç talebin yeniden dengelenmesi ihtiyacı çok net. Biz bunu zaten sizlerle paylaştık. İç talep yumuşayacak, yavaşlayacak. Tabii ki biz ihracata çok güçlü destek vereceğiz. Yatırımlara ve ihracata çok güçlü destek vereceğiz. Dolayısıyla burada yeniden bir dengelenme var” diye konuştu.
“Yatırımlara ve ihracata hizmet olmak üzere çok güçlü destek vereceğiz”
İhracata güçlü bir destek vereceklerini belirten Bakan Şimşek, “Yatırımlara ve ihracata hizmet olmak üzere çok güçlü destek vereceğiz. Dolayısıyla burada bir yeniden dengelenme olarak görmek lazım. Bu yeniden dengelenmenin doğası gereği eğer iç talepte yumuşama olacaksa, bugünkü enflasyonist baskının azalması, cari açığın azalması, cari açığın azalmasıyla birlikte finansal istikrar anlamında, Türkiye’ye fon akışı anlamında olumlu bir döngünün ortaya çıkacağını görmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
“Şu anda geçiş dönemindeyiz ve bizim öngördüğümüz çerçevede gidiyor"
Bakan Şimşek, OVP’nin asıl felsefesinin Türkiye’nin olumlu bir döngüye gireceği yönünde olduğunu belirterek, “Onun için biz bir geçiş dönemi öngördük. Şu anda o geçiş dönemindeyiz. Ve şu ana kadar da bizim öngördüğümüz çerçevede gidiyor. Yani aslında çok büyük bir sürpriz yok. Dolayısıyla burada hani büyümeyle arasında mutlaka bir şekilde yani birini seçmeniz gerekir. Şimdi bakın 2002’ye gidin basitleştiriyorum. Bir deneyim var. Türkiye hem hızlı büyümüştür, hem enflasyon düşmüştür. Literatürde mesela şöyle düşünülür genelde: İşte bütçeyi sıkarsanız büyüme yavaşlar” değerlendirmesini yaptı.
“Yatırımlar ve verimlilik üzerinden Türkiye hem hızlı büyüdü, hem enflasyon düştü hem bütçe disiplini sağlanabildi”
Özel sektöre alanı genişlettiklerini aktaran Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yatırımlar ve verimlilik üzerinden Türkiye hem hızlı büyüdü, hem enflasyon düştü hem bütçe disiplini sağlanabildi. Her dönemin koşulları farklı olabilir. Ama biz Türkiye’nin 2024’ün ikinci yarısından itibaren bu olumlu döngüyü çok güçlü bir şekilde yakalayabileceğine inanıyoruz. Küresel koşulların da buna elverişli olacağına inanıyoruz. Öncelikle şunu söyleyeyim; bizim hiçbir zaman bir kur hedefimiz olmaz. Yani ne programda ne başka türlü kur hedefimiz yok. Ama işin doğası gereği dolar bazında eğer kişi başına milli gelir rakamlarını verecekseniz bir tahmin olması gerekiyor. OVP’de de aslında yapılan bu, genelde de kurala dayalı gider bu. Burada tabii bir geçiş dönemine ilişkin bir arka planda eminim bir varsayım vardır. Sonrasında farklı bir varsayım olabilir. Ama şunu net bir şekilde size söylemek istiyorum. Siz tabii bu ortalama kurlardan kurun yıl boyunca lineer seyredeceğini varsayıyorsanız yanlış varsayıyorsunuz. O zaman tahlilleriniz de yanlış olabilir. Burada esas itibarıyla biz bir hedefe sahip değiliz. Dolayısıyla kur rejiminde herhangi bir değişiklik yok. Bunun ötesinde hani ben çok fazla da bu konuyu değerlendirmek istemiyorum. Yine sorulardan devam edersem yatırımcı toplantılarını başlatacağız.”
“Burada ciddi yatırımı olan ülkelerin büyükelçilerinin de ev sahipliğinde birçok yatırımcıyla bir araya geleceğiz”
Türkiye’de yatırımı olan ülkelerin yatırımcıları ile bir araya gelmeye başladıklarına dikkati çeken Şimşek, “Japonya’dan başlayıp, dolayısıyla biz bunu büyük, yani burada ciddi yatırımı olan ülkelerin büyükelçilerinin de ev sahipliğinde aşağı yukarı birçok yatırımcıyla önce bir araya geleceğiz, programı anlatacağız. Akabinde de dışarıda anlatacağız. Mesela benim Almanya’da katılacağım etkinlik özel bir etkinlik. Almanya’nın en büyük 50 firmasının CEO’su ve CFO’sunun olduğu üç günlük bir etkinlik. Basına kapalı bir etkinlik. Türkiye’yi anlatıp döneceğiz. Dolayısıyla evet yatırımcı diyaloglarımız çok hızlı bir şekilde, çok güçlü bir şekilde programın başından söylüyoruz Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın yine riyasetinde çok güçlü bir ekip var. Ekip aşaması tamamlandı” dedi.
Bütçe disiplini noktasında gereken adımları attıklarını söyleyen Şimşek, “Tabii bu dinamik bir süreçtir. Burada durulacağı anlamına gelmiyor. Para politikasında bir süreç başladı. Yapısal reform gündemi çok net takvimlendirilmiş. Şimdi bunun bir ayağı kalıyor. Onu dış kaynak ayağı. Ben dış kaynak ayağının oldukça güçlü olacağına inanıyorum. O konuda arka planda yaptığımız bir takım çalışmalar var ikili ülkelerle olan. Bir kısmı yansıdı gibi. Ve onlardan sonuç üretilecek yakında. Daha sonra da piyasa mekanizması üzerinden bir sonraki evrede de doğrudan yatırımlar. Bunlar hep aşama aşama gidecek. Dolayısıyla yatırımcılarla diyaloğumuz güçlü olacak. Evet zirvede Türkiye’deki iç borç stokunun yüzde 28’ini, yani 2013’ün başlarına giderseniz yabancı yatırımcıların iç borç stokundaki payı TL cinsinden yüzde 28’lere kadar çıkmıştı. Şu anda 0.6 gibi bir rakam” diye konuştu.
Şimşek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Para politikasındaki bu rasyonelleşme mali disiplinin devamı, yapısal reform çabası ile birlikte dezenflasyon programının net olarak bir ivme kazandığı süreçte ben bu oranın ciddi bir şekilde artacağına inanıyorum. Ve bunun Türkiye’de olumlu döngüyü oluşturmanın en önemli bileşeni olacağına da inanıyorum. Bu biraz zaman alacak. Biz bunun farkındayız zaten. Yani hemen iki gün sonra bunun olacağı değil. Bunların hepsi birer süreç. İşte sıkı para politikası sadece faiz artırma şeklinde mi olacak? Zaten Merkez Bankası Başkanımız bu konularda defalarca açıklamalarda bulundular. Burada aslında çok boyutlu olacak. Yani iş cari açığı artan, enflasyonist baskıyı arttıran tüketim kalemlerinde bir yeniden dengelemeye gideceğiz. Bunun için bütün enstrümanları kullanıyoruz. Başladık.”
“Bundan sonra ücret düzenlemeleri hedef enflasyona göre yapılacak ama çalışanlar hiçbir şekilde enflasyona ezdirilmeyecek”
OVP’nin en önemli bileşeninin takvime bağlanmış verimliliği arttıracağını, cari açığı azaltacağını, vergide adaleti artıracağını, kayıt dışılığı azaltacağını ifade eden Şimşek, “Bu reformların hepsi orada, çok net bir şekilde ortaya konulmuş ve takvime bağlanmış. Bu çok değerli bir boyut. Ücretlerle ilgili sadece bir hususun altını çizmek istiyorum. Bundan sonra ücret düzenlemeleri hedef enflasyona göre yapılacak. Ama çalışanlar, hiçbir şekilde enflasyona ezdirilmeyecek. Çünkü enflasyon dezenflasyon süreciyle tutarlı bir yaklaşım içerisine girmemiz lazım. Bu söylediğim genel çerçeve ama belli kesimlerin durumlarının iyileştirilmesine yönelik bütçe imkanları zaten ona göre kurgulanmış” diye konuştu.
“Dar kesimlerin alım gücünün kalıcı şekilde artırılmasının tek yolu enflasyonu tek haneye düşürmekle olur”
Dar kesimlerin alım gücünün kalıcı bir şekilde artırılmasının tek yolu olduğunun altını çizen Şimşek, “O da enflasyonu tek hanelere düşürmekle olur. Ve zaten bu programın da ana hedefi, enflasyonu tek haneye zamanla çekmek ve orada tutmaktır. Sayın cumhurbaşkanı yardımcımız çok net bir şekilde ifade ettiler. Kalıcı bir şekilde cari fazla için yapısal dönüşüm gerekiyor. Bu da bir süreç, yani 3 yılı da aşan bir süreç. Programın amacı; dönüşüm, yapısal dönüşümle reformlarla cari açığı cari fazlaya dönüştürme süreci. Bunu başarabileceğimize inanıyorum. Dünya Bankası’yla ilgili hususta şunu söyleyebilirim. Dünya Bankası, açıklamayı yapacak, muhtemelen bugün yapacak. Biz Merkez Bankası Başkanımızla G20 Maliye Bakanlığı Merkez Bankaları başkanları toplantısında Dünya Bankası Başkanı’yla bir araya geldik. O dönemde programımıza ilişkin bir perspektif sunduk. En zor dönemlerde dahi gelir ayağında çok önemli bir sapma söz konusu olmadı. Ben bu dönemde de olacağına ihtimal vermiyorum. Ama önümüzdeki dönemde denetim, tahsilat, istisnalar üzerine tabii çalışmalar yapacağız” ifadelerini kullandı.
“Önümüzdeki yılın başından itibaren vergi reformunun taslak çalışmalarının Meclise gönderilmesi mümkün olur”
Vergi reformu yapacaklarını söyleyen Şimşek, “Yani şu anda zaten yine takvimlendirilmiş eylem planına bakarsanız hemen hemen bütün alanlarda bir vergi reformu söz konusu. Çalışmalarımıza başladık yani diyebilirim. Dolayısıyla yıl sonundan önce kendi içimizdeki taslak çalışmaları bir noktaya getireceğiz. Önümüzdeki yılın başından itibaren de bunların Meclise gönderilmesi inşallah mümkün olur ama verilen takvim tabii üçüncü çeyrek. Üçüncü çeyrek tabii bize yeterince alan tanıyor” değerlendirmesini yaptı.