Ülkemizin Kültür Mozaiği Kayseri Kitabı Üzerine Söyleşi

Gazeteci Yazar Hüsamettin Urfalıer İle Kitabı “Ülkemizin Kültür Mozaiği Kayseri Kitabı” Üzerine Söyleşi

Hüsamettin Urfalıer kimdir? Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdi? Kitabın konusu ve kurgusu nasıl? Konu seçimi tesadüfi mi? Dili ve üslubu klasik bir tarih kitabımı?

1945 yılında Kayseri'de doğdum, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinden mezun oldum. Okul bittikten sonra Ankara ve Kayseri'de TRT mensubu olarak gazetecilik yaptım. Daha sonra uzun yıllar ticaretle uğraştım ve emekli oldum. Bu kitabı suyunu içtiğim, ekmeğini yediğim Kayserimize vefa borcumu ödemek için yakın çevremin teşvikiyle yazdım. İçerik olarak kitap çoğunlukla dünya, Anadolu, Kayseri kültür tarihini barındırıyor. Ayrıca Kayseri Kalesi, Saat Kulesi, Tayyare Fabrikası, Anadolu Fuarı, Sümerbank, Lale Camii gibi simge yapıları mimari özellikleri ile değil öyküleriyle anlattım. Kitabın üslubuna gelirsek, okuyucuya birşeyleri öğretmekten ziyade hissetirmeye gayret ettim. Özellikle de kitabın karınca kararınca da olsa geleceğimiz olan gençlere kılavuzluk etmesini amaçladım.

Kitabın isminin bir anlamı varmı? Kitabın ön ve arka kapağını sizmi tasarladınız? Ne ifade ediyor?

Mozaik kelimesini seçmemdeki maksat Kayseri'mizin adeta bir kale gibi ülkemizin en önemli dinamiklerinden olmasıdır. Evet kitabın kapaklarını çok önemsedim. Malumunuz bir kitabın dikkat çekiciliğinde en büyük rol kapakta bence..

Bir filmin fragmanı gibi düşünüyorum kitap kapaklarını..Bu resimler İncesu'da yeni gün yüzüne çıkartılan ülkemizin en büyük mozaik yapısına ait. İşte Kayserimizde tıpkı bu şekilde ülkemizin adeta mozaiğidir.

Hüsamettin bey gençlere özel bir vurgu yaptınız, genç okuyucuya özel bir tavsiyeniz varmı?

Ülkemiz nüfusunun yarısı gençlerden oluşuyor. Bu nedenle geleceğimiz olan gençleri çok önemsiyorum. Hayat imtihanında çok çalışmalarını, zamanın kıymetini bilmelerini, internette cep telefonu karşısında zaman harcamamalarını diliyorum. İsterimki kitap okuma alışkanlığı edinsinler cep telefonuna bakmak yerine. Hayal kursunlar, meraklı olsunlar, soru sorsunlar..Tarihe geçen önemli kişilerin hayatlarını okusunlar..

Mutluluk insanın kendi sınırlarını aşmasında gizli..Bu anlamda benim bu yaşta yani emr-i hak vaki olmadan bu kitabı yazmış olmamın dahi gençlere örnek olmasını isterim. Son olarak diyeceğim o ki insan herşeye amadedir. Allah en şerefli mahluk olan insanı bu şekilde yaratmış, bu şekilde kodlamış, fabrika ayarlarımız böyle yani..

Tavsiyem o ki hayat yolculuğunda önlerine çıkan tüm imkanları değerlendirsinler, hiçbirine kayıtsız kalmasınlar. Aileleriyle ve arkadaşlarıyla saygı çerçevesinde iletişim içerisinde kalsınlar, insan içinden kopmasınlar. Herşeyden de önemlisi sevgiyi bir ömür boyu ekmeklerine katık etsinler..