Rusya'daki terör saldırısının faillerinin ikamet sürelerini uzatmak için Türkiye'ye giriş-çıkış yaptıklarının tespit edildiği belirtildi

Güvenlik kaynakları, Rusya'nın başkenti Moskova'da gerçekleştirilen terör saldırısının faillerinin 'Türkiye'den Rusya'ya geçtikleri' şeklindeki sözlerine ilişkin, uzun süredir Moskova'da ikamet eden saldırganların ikamet sürelerini uzatmak için Türkiye'ye kısa süreliğine giriş-çıkış yaptıklarının ve Rusya'ya yakın olması sebebi ile Türkiye'yi tercih ettiklerinin tespit edildiğini açıkladı.

TAKİP ET

Güvenlik kaynakları, Rusya'nın başkenti Moskova'da gerçekleştirilen terör saldırısının faillerinin “Türkiye'den Rusya'ya geçtikleri” şeklindeki sözlerine ilişkin, uzun süredir Moskova'da ikamet eden saldırganların ikamet sürelerini uzatmak için Türkiye'ye kısa süreliğine giriş-çıkış yaptıklarının ve Rusya'ya yakın olması sebebi ile Türkiye'yi tercih ettiklerinin tespit edildiğini açıkladı.

22 Mart Cuma günü Rusya'nın başkenti Moskova'da tarihin en büyük terör saldırılarından biri meydana geldi. Crocus City Holl-Belediye Kültür Merkezi konser salonuna 4 kişi tarafından düzenlenen silahlı saldırı ve binada çıkan yangın sonucu 137 kişi hayatını kaybetti, 100'den fazla kişi de yaralandı. Saldırıyı gerçekleştiren 4 kişi kısa sürede Rusya'nın Ukrayna sınırı yakınında yakalandı. Terör örgütü DEAŞ'a bağlı Amaq haber ajansı, Telegram'da yayınladığı kısa bir açıklamayla saldırının sorumluluğunu üstlendi. Tacikistanlı olduğu tespit edilen şahısların yapılan ön sorgulamada “Türkiye'den Rusya'ya geçtikleri” sözleri, Rus basını başta olmak üzere birçok yayın kuruluşunda yer aldı.

Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, söz konusu eylemi yapan Tacik şahısların aslında uzun süredir Moskova'da ikamet ettikleri, ikamet sürelerinin bittiği, ikamet sürelerini uzatmak için Türkiye'ye kısa süreliğine giriş-çıkış yaptıkları, Rusya'ya yakın olması sebebi ile Türkiye'yi tercih ettikleri tespit edildi. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre şahısların Türkiye'de geçirdikleri süreye ilişkin detaylar şöyle;

"Shamsidin Farıdunı, 20.02.2024'te Rusya Federasyonu üzerinden havayoluyla Türkiye'ye giriş, 02.03.2024'te ise İstanbul Havalimanı'ndan Rusya Federasyonu'na çıkış yapmıştır. 21.02.2024'te İstanbul Fatih'te bulunan bir otele giriş yapmış, 27.02.2024'te otelden ayrılmıştır. Yakalandığında yapılan ön mülakatında 'Vizesi bittiği için Türkiye'ye gidip geldiğini' itiraf etmiştir. Shamsidin Farıdunı'nin sosyal medya hesabından 23.02.2024 günü aynı anda sekiz gönderi yayınladığı, 'Aksaray İstanbul' konumunu işaretlediği, Fatih Camii'nde çekildiği iddia edilen fotoğrafları paylaştığı görülmüştür.

Saıdakram Rajabalızoda, 05.01.2024'te İstanbul'a gelmiş, aynı gün İstanbul Fatih'te bulunan bir otele giriş, 21.01.2024'te de otelden çıkış yapmıştır. 02.03.2024 tarihinde Shamsidin Farıdunı ile aynı uçakta Moskova'ya dönmüştür. Bu iki şahsın Rusya'da radikalleştiği, Türkiye'de geçirdikleri sürenin kısalığı göz önüne alındığında 'radikalleşme' için yeterince uzun olmadığı değerlendirilmektedir. Ayrıca haklarında aranırlık kaydı bulunmamasından dolayı pasaportlarını kullanarak Türkiye ve Rusya arasında seyahat edebilmişlerdir."

“DEAŞ'ın saldırılarından en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelmektedir”

Güvenlik kaynakları tarafından yapılan açıklamada, "DEAŞ, kurulduğu günden bugüne yaptığı saldırı ve eylemler sonucunda birçok ülke tarafından en kanlı terör örgütlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Özellikle ABD karşıtı bir örgüt olan DEAŞ'ın eylemlerinin adresi ise hep aynı olmuştur. Son zamanlarda DEAŞ'ın sözde Horasan Vilayeti kolunun yaptığı eylemlere baktığımızda aynı coğrafya üzerinde gerçekleştirildiği dikkat çekmektedir. DEAŞ'ın saldırılarından en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. DEAŞ'ın sözde Horasan Vilayeti kolu, son olarak 2024 yılının başında İstanbul Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi'nde saldırıda bulunmuştur. Bir kişinin hayatını kaybettiği bu saldırıda şans eseri saldırganın silahının tutukluk yapması sonucu yaralanan olmamıştır. Terör örgütünün Afganistan ve çevre bölgelerde faaliyet gösteren kolu olarak bilinen DEAŞ-Horasan Vilayeti, 2022'nin Ekim ayında İran'ın Şiraz kentinde bulunan Şah Çerağ Camii'ne saldırı düzenlemiş, 15 kişi hayatını kaybetmiş, 40 kişi de yaralanmıştır. DEAŞ, 2022'nin Aralık ayında Afganistan'ın başkenti Kabil'de Çinlilere ait bir otele silahlı ve bombalı saldırı düzenlemiştir. Bu saldırıda da 3 kişi hayatını kaybetmiş, 15 kişi yaralanmıştır. Aynı örgüt 2024'ün başında İran'ın Kirman kentinde İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin 4'üncü ölüm yıl dönümünde de bir saldırı düzenlemiş, 84 kişi hayatını kaybetmiş, saldırıda 284 kişi de yaralanmıştır" denildi.

“Türkiye PKK, DEAŞ ve El Kaide gibi örgütler arasında ayrım yapmaksızın mücadelesine hız kesmeden devam edecektir”

Güvenlik kaynakları tarafından yapılan açıklamada, “Tüm bu değerlendirmeler ışığında akıllara DEAŞ'ın hedefindeki ülkeleri nasıl seçtiği gelmektedir. Hangi planlar devreye sokuluyor ki terör örgütünün hedefinde Batı dünyası ve ABD yer almıyor. DEAŞ'lılar Rusya Federasyonu, Türkiye, İran ve Afganistan gibi güzergahları kullanırken, bu bölgelerde eylem yapmayı tercih etmektedir. DEAŞ örgütünün arkasındaki derin güç odakları taşeronluk yaptıkları güçlerin himayesinde hareket etmeye devam etmektedir. Eylemlerini de bu doğrultuda gerçekleştirmektedir. Türkiye PKK, DEAŞ ve El Kaide gibi örgütler arasında ayrım yapmaksızın mücadelesine hız kesmeden devam edecektir” ifadeleri kullanıldı.

Bakmadan Geçme