İçişleri Bakanı Soylu: Avrupa, stratejik eksikliğinin içine düşmüştür

İçişleri Bakanı Soylu: 'Avrupa, ne pandemi meselesinde, ne de enerji meselesinde burnunun önünü göremeyecek derecede bir stratejik eksikliğinin içine düşmüştür

TAKİP ET

Kırklareli'nde düzenlenen programda STK'lar ile bir araya gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Bu enerji çeşitliliğini bugüne kadar çok bilen, bizlerle konuşurken 'biz yüzyıllık planlar yapıyoruz, büyük planlar yapıyoruz' diyen Avrupa, her meseleyi burnundan kıl aldırmayacak şekilde yönetmeyi kendisine bir maharet olarak ortaya koyan ama akıllı bir şekilde bütün sorunlarını doğuya yıkan Avrupa, ne pandemi meselesinde, ne de enerji meselesinde burnunun önünü göremeyecek derecede bir stratejik eksikliğinin içine düşmüştür” dedi.

Kırklareli ziyaretleri çerçevesinde Polisevi Sosyal Tesisleri'nde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. Programda konuşan Soylu doğal gaz ve petrol de dahil olmak üzere enerji kaynakları da çeşitlendirdiklerini belirterek “ Diğer taraftan özellikle nükleer santral kurmaya çalışıyoruz, onun için başka türlü engeller ortaya koymaya çalışıyorlar. Yani enerjide dışa bağımlılığımızı mümkün olduğu kadar azaltmaya, yerli kaynaklarımızı da mümkün olduğunca çoğaltmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda doğal gaz ve petrol de dahil olmak üzere enerji aldığımız kaynakları da çeşitlendiriyoruz” dedi.

Avrupa'nın stratejik sıkıntıya düştüğüne vurgu yapana Bakan Soylu “Bu enerji çeşitliliğini bugüne kadar çok bilen, bizlerle konuşurken 'biz yüzyıllık planlar yapıyoruz, büyük planlar yapıyoruz' diyen Avrupa, her meseleyi burnundan kıl aldırmayacak şekilde yönetmeyi kendisine bir maharet olarak ortaya koyan ama akıllı bir şekilde bütün sorunlarını doğuya yıkan Avrupa, ne pandemi meselesinde, ne de enerji meselesinde burnunun önünü göremeyecek derecede bir stratejik eksikliğinin içine düşmüştür” şeklinde konuştu.

“İtibarları ve samimiyetleri yok”
Soylu, “Balkanlar dahil olmak üzere Sırbistan'dan, Bosna Hersek'e, Kosova'dan, Arnavutluk'a, Hırvatistan'a kadar bir çok ülke ile tarihimize, dostluğumuza, kardeşliğimize ve komşuluğumuza yakışır ilişkiler kurmaya çalışacağız. Yani Suriye de insanları katledene kadar da bizim esas itibariyle ilişkilerimizin iyi olduğu bir ülkeydi.

Ama ne zaman orada kendi zihni perspektifine uygun bir dağıtma başladı ve bir iç savaş çıkardı, insanları zora düşürdü, elbette ki bizim buna sırtımızı dönmemiz mümkün değildi. Ne zaman Halep'i, ne zaman Humus'u oradan, tamamen tasfiye edildi, PKK ve PYD'yle iş tutmaya başladı, elbette ki bizim buna sırtımızı dönebilmemiz mümkün değildi.

Peki Rusya Ukrayna Savaşı'nda dünyada güvenebilecekleri başka bir ülke olsaydı gitmezler miydi? Kapısını çalmazlar mıydı? Sizce alttan, üstten, sağdan, soldan gerekli bütün yoklamaları yapmamışlar mıdır? Türkiye'nin ayağına düşmeyelim ve Türkiye'ye bu işi havale ettirmeyelim diye bir anlayış içerisinde olmamışlar mıdır? Ama dünyada karşı karşıya kaldıkları her meselede itibar kaybına uğradıkları için dünyada karşı karşıya kaldıkları her meselede samimi davranmadıkları için onun için Cezayir'de Macron yuhlandı.

Onun için büyükelçiliklerinin yine Fransa sömürgesi olduklarını geçmişte bildiğimiz bugün kendi anlayışlarıyla beraber ayağa kalkmaya çalışan ülkelerde büyükelçilikleri zor durumlar yaşıyorlar” şeklinde konuştu.

“Tıpış tıpış Türkiye'nin ayağına geldiler”
Gıda krizinde Türkiye'nin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın ayağına tıpış tıpış geldiklerini dile getiren Bakan Soylu “Bana İçişleri Bakanı kulağıma 'arkaya geçebilir miyiz' dedi. Geçtik, dedi ki 'bu Amerika sosyal medya üzerinden bizi istikrarsızlaştıracak. Ne olursunuz bize yardım edin' dedi.

'Adamlarınızı gönderin, bizim ülkemizde kalsınlar.' Yani elindeki bütün aparatlarla birlikte Amerika ve Avrupa dünyada ne kadar ülke varsa bunu istikrarsızlaştırmaya çalışan küreselleşmeyi de bize böyle yutturmaya çalışan bir anlayışı ortaya koymaktadır. Bizde ne yaptık? Bakın biz bugün Libya'da varız.

Orayla en iyi ülkelerin yöneticileri bile siz orada ne düşünüyorsunuz diye soruyorlar. 'Biz varız' diyor ve bizi Libya'daki kardeşlerimiz çağırdılar. Biz başka ülkelerdeki gibi oraya demokrasi getirmeye gitmedik bizi güvenlik için çağırdılar. Çünkü bize itimat ediyorlar ve güveniyorlar.

Hiç endişe etmeyin, Ukrayna ile Rusya arasında bunlar Türkiye'yi kesinlikle bir çözüm merkezi olarak görmek istemezlerdi. Bugün görmelerinin yegane bir sebebi vardır. Kendi milletlerinden ödleri patlıyor onun için.

Bu gıda krizinin başlarına bela olacağını bildikleri için Türkiye'nin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın ayağına tıpış tıpış geldiler. Bu çok nettir ve Türkiye'de işin başından itibaren ortaya koyduğu anlayışla birlikte, burada güvenilir bir politika sergiledi.

Sayın Cumhurbaşkanımız tam 22 yıllık Türkiye yönetimini hakikaten sahaya yansıtır bir şekilde bir politika sergiledi, ve dünyada bu konuda önemli bir adımın Türkiye olarak da şahsi olarak da sahibi oldu. Bu Türkiye açısından önemli bir şeydir” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme