70 ülkenin Müslüman dini liderlerinden Kur'an-ı Kerim saldırılarına karşı ortak tepki
Kur'an-ı Kerim saldırılarıyla ilgili acil bir şekilde toplanan 70 ülkenin Müslüman dini liderlerinin ortak bildirgesini okuyan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, tüm Müslümanların İslam'a ve kutsal değerlerine yönelik saldırılara karşı hep birlikte hareket edeceğini belirterek, Müslümanların haklarını, inançlarını ve evrensel değerlerini hukuk dışı yollara başvurmadan basiret ve ferasetle savunmayı sürdüreceklerini vurguladı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İsveç ve Hollanda'da Kur'an-ı Kerim'e yönelik yapılan saldırılara ilişkin İslam ülkeleri başta olmak üzere toplam 70 ülkenin dini temsilcilerini acil toplantıya çağırdı.
70 ülkeden 130 temsilcinin katıldığı, yaklaşık 4 saat süren “İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e Karşı İşlenen Nefret Suçuna Dair Çevrimiçi Acil Dünya Müslüman Dini Liderler Toplantısı”nın ardından ortak bildirge hazırlandı. Bildirgeyi okuyan Erbaş, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e yapılan davranışın inanca, hukuka ve evrensel değerlere karşı işlenmiş bir insanlık suçu olduğunu kaydederek, “Bu menfur tavrı şiddetle reddediyor ve lanetliyoruz.
Söz konusu insanlık dışı eyleme müsaade edilmesi, hatta polis nezaretinde gerçekleştirilmesi ise utanç verici bir sorumsuzluktur. Bir dinin kutsal kitabına saldıracak kadar saygısız ve pervasız bir zihniyetin varlığı, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi değerlerden ne kadar uzaklaşıldığının açık bir göstergesidir. İnançlara ve kutsallara saldırıların sıradan hale geldiği bir yerde özgürlük söylemi ve demokrasi iddiasının iki yüzlülük ve çifte standarttan başka bir şey olmadığı açıktır” dedi.
“Tüm bunlar Müslümanlar tarafından hayret ve endişeyle takip edilmektedir”
Bazı Avrupa ülkelerinin son zamanlarda temel insan hakları ve özgürlükler alanında yaşadığı çelişkiler ile travmaların kaygı verici olduğunu vurgulayan Erbaş, “Zira söz ve eylemleri ile sürekli Müslümanları hedef alan ve İslam'ın aydınlık yüzünü karalamaya çalışan birtakım basın-yayın organları, kişiler ve örgütlerin varlığı öne çıkmakta, Müslümanların inançlarını, kutsallarını, ibadet mekanlarını hedef alan ırkçı saldırı ve tecavüzler günden güne artmaktadır. Tüm bunlar Müslümanlar tarafından hayret ve endişeyle takip edilmektedir" dedi.
“Tüm insanları Kur'an-ı Kerim'i okumaya, anlamaya ve faydalanmaya davet ediyorum”
Kur'an-ı Kerim'in insanlık için önemine dikkati çeken Erbaş, şöyle devam etti:
“Bir kez daha ilan ediyoruz ki, İslam, bütün insanlar için can, mal, akıl, nesil ve din özgürlüğünü temin eden barış ve merhamet dinidir. Kur'an-ı Kerim; getirdiği ilkelerle dünyada huzur ve barışı, adaleti, temel hak ve hürriyetlerin dokunulmazlığını öğreten kutsal bir kitaptır. Dolayısıyla Müslümanlar, dünyadaki herkesin onurlu, özgür ve insanca bir hayat yaşama hakkını savunmayı ve bu uğurda çalışmayı, inançlarının gereği bir sorumluluk olarak görmektedirler. Böyle bir inanca düşmanlık yapmak, şüphesiz insanlığın müşterek ve aydınlık geleceğine yapılmış bir suikasttır.
Zira Kur'an-ı Kerim bütün insanların kitabıdır. Tekrar ediyorum, Kur'an-ı Kerim bütün insanlığa gönderilmiş bir kitaptır. Hangi inançtan, hangi dinden olursa olsun tüm insanları Kur'an-ı Kerim'i okumaya, anlamaya ve faydalanmaya davet ediyorum.”
“İslam'a ve Müslümanlara yönelik düşmanca tavırlar, ardında kirli çıkar ilişkileri ve ırkçılık barındıran ciddi bir insan hakları sorunudur” diyen Erbaş, bu sorunun çözülmemesine tepki göstererek, “Yetkililerin, bu sorunu çözmek yerine duyarsız kalması, siyasi malzeme olarak kullanması ve düşmanca tavırları desteklemeyi tercih etmesi ise tam bir akıl tutulmasıdır. Zira bu çirkin ve ikiyüzlü politika, bulunduğu coğrafyanın barış ve huzurunu da olumsuz etkileyecek, bir arada yaşama imkanını da gölgeleyecektir” açıklamasını yaptı.
“Tüm din ve inanç mensuplarının tepki göstermesi bir insanlık vazifesidir”
Kur'an'a karşı yapılan saygısızlığa tepki gösteren farklı inanç ve düşünce mensuplarının varlığının takdire şayan olduğunu kaydeden Erbaş, “Aynı şekilde Avrupa'da hukuka ve insan haklarına inanan, inanca saygıyı ve toplumsal barışı önemseyen tüm entelektüellerin, akademisyenlerin, aktivistlerin, sivil toplum kuruluşlarının, medya mensuplarının ve aklıselim insanların kutsallara yapılan bu açık saldırılara, hak ihlallerine ve İslam düşmanlığı endüstrisine karşı tepki göstermesi ve inisiyatif alması gerekir.
İnsana ve inanca değer veren tüm din ve inanç mensuplarının aynı şekilde tepki göstermesi bir insanlık vazifesidir. Aksi halde söz konuşu kişi, grup ve kurumlar, Müslümanlar ve tüm dünya halkları nezdinde inandırıcılığını yitireceklerdir” diye konuştu.
“Müslümanlar İslam'a ve kutsal değerlerine yönelik saldırılara karşı hep birlikte hareket edecek”
İslam'a karşı saldırılara karşı ortak tavır alınacağını bildiren Erbaş, şunları kaydetti:
“İnsani değerleri ve ahlaki erdemleri hiçe sayan, İslam'a ve Müslümanlara karşı düşmanlıktan vazgeçmeyen bu sorunlu zihniyetle mücadelede geç kalınırsa menfur ve melun saldırıların artarak devam edeceği görülmektedir.
Bunun için dünyadaki tüm Müslümanlar İslam'a ve kutsal değerlerine yönelik saldırılara karşı hep birlikte hareket edecek ve en güzel cevabı verecektir. Ayrıca İslam'ın en doğru şekilde tanınmasına yönelik gayretler daha da güçlendirilecektir.”
“Müslümanlar asla hukuk dışı yollara başvurmayacak”
Erbaş, iyilik ve barışın kazanacağının altını çizerek, “Müslümanlar, her zaman ve her yerde İslam'ın hak ve adalet anlayışını, sevgi ve barış yüklü ilkelerini, Kur'an-ı Kerim'in esenlik dolu mesajlarını, Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in çağlar üstü örnekliğini ve üstün ahlaki vasıflarını tebliğ ve temsil etmeye, söz konusu değerleri insanlığa sunmak için özveriyle, fedakarlıkla, iş birliği içinde çalışmaya devam edeceklerdir.
Birtakım sistematik tahrikler ve saldırılar karşısında asla hukuk dışı yollara başvurmayacak; haklarını, inançlarını ve evrensel değerlerini basiret ve ferasetle savunmayı sürdüreceklerdir. İnanıyoruz ki, insaf, vicdan, hukuk galip gelecek, iyilik ve barış kazanacaktır” dedi.
Ayrıca 70 ülkenin Müslüman dini liderlerinin toplantısının sonuç bildirgesi, Türkçe'nin yanında İngilizce, Fransızca ve Arapça dillerinde de hazırlandı.