AB Komisyonu Başkanı Leyen: Ucuz enerji devri bitti
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ucuz enerji devrinin bittiğini, Avrupa için en akıllı çözümün yenilenebilir enerji olduğunu söyledi. ABD'nin kendi şirketlerine uyguladığı mali destek politikasını da eleştiren Leyen, bu tür politikaların haksız rekabete yol açtığını belirterek ABD'ye tepki gösterdi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Fransa’nın Strazburg şehrinde devam eden "AB Liderler Zirvesi için hazırlık" oturumunda konuştu. Ursula von der Leyen, yaşanan enerji krizine dair AB’nin izlemesi gereken politikalara değinerek, "Yaptığımız her şeyin bir bedeli var" dedi.
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle AB’nin Rusya’ya karşı aldığı yaptırım kararlarının AB için olumsuz sonuçları olduğunu kabul eden Leyen, daha önce AB için uygun fiyatla tedarik edilen ve bu duruma alışmış olan Avrupa için artık ucuz fosil yakıtlar devrinin kapandığını söyledi.
"Sürdürülebilir tek yol yenilenebilir enerjiye geçiş"
Avrupa için daha pahalı enerji devrinin sinyalini veren Leyen, "Rus enerjisinin ucuz tedariki, birçok Avrupa endüstrisinin iş modelinin bir parçasıydı. Bu model, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla paramparça oldu. Rahatsız edici gerçek şu ki o model geri gelmeyecek.
Uluslararası Enerji Ajansı bize Rus gazının yokluğunda Avrupa’nın artık yapısal olarak daha yüksek fosil yakıt ithalat fiyatlarıyla karşı karşıya olduğunu hatırlattı.
Dolayısıyla KOBİ’lerimiz ve sektörlerimiz için sürdürülebilir tek yol yenilenebilir enerjiye geçiştir. Yenilenebilir enerji sadece uygun fiyatlı değil, aynı zamanda evde de üretilebiliyor. Avrupa’da değerlendiriliyor" ifadelerini kullandı.
"Enflasyon Düşürme Yasası’nın haksız rekabete yol açma riski bulunmaktadır"
ABD’nin son dönemde bazı yasal değişiklikler yaparak kendi menşei ile faaliyet gösteren şirketlere yapmaya başladığı mali yardımların AB için haksız rekabet durumu doğurduğunu belirten Leyen, "Küresel rekabet giderek zorlaşıyor. ABD’ye bakın. Kısa bir süre önce temiz teknoloji sektörleri (Yenilenebilir enerjiye dayalı teknolojiler kullanan) için de standartlar belirleyen, Enflasyonu Düşürme Yasası adı verilen önemli bir yatırım planını onayladılar.
Her şeyden önce, şeffaf bir şekilde iş birliği ruhuyla ve eşit koşullar sağlayacak şekilde yaparsanız temiz geçişi desteklemek yapılacak doğru şeydir. Zamana karşı bir yarış olmalı, birbirimize karşı değil. Aşağıya doğru değil, yukarıya doğru bir yarış olmalı. Ancak, Enflasyon Azaltma Yasası’nın haksız rekabete yol açma riski bulunmaktadır" şeklinde konuştu.
AB’ye kendi yolunu çizme mesajı
Küresel risklere çare olarak AB’nin kendi bünyesindeki şirketlere daha fazla destek vermesi gerektiğini söyleyen Leyen, önerilerini sıraladı. Leyen AB’nin 4 aşamalı bir süreci uygulayarak küresel rekabette yerini koruyabileceğini belirterek, "Her şeyden önce, geçişte ulusal kamu yatırımlarını kolaylaştırmak için kendi kurallarımızı ayarlamamız gerekiyor.
İkinci olarak geçiş sürecinde Avrupa kamu yatırımına olan ihtiyacı yeniden değerlendirmemiz gerekiyor. Üçüncü bir nokta, bu yasanın en endişe verici yönlerinden bazılarını ele almak için ABD ile birlikte çalışmamız gerekiyor. Tabi ki dördüncü konu da şu, yeşil enerjiye geçişimizi daha da hızlandırmalıyız" dedi.
Şirketlerin ABD’ye gitmemesi, AB’de kalması için yeni girişim
AB’nin küresel rekabet için kurallarını yeniden güncellemesi gerektiğini belirten Leyen, Ocak ayında AB Komisyonu’nun yeni öneriler sunacağını bildirdi. Leyen, "Devlet yardımı kurallarımızı önümüzdeki yıllarda daha basit ve hızlı hale getirecek. Büyük ölçekli dağıtım ve ham maddelere erişim dahil olmak üzere stratejik yeşil sektörlerin tüm değer zincirini hedeflemek için mevcut boşluğu kapatacaktır.
Bu yeni çerçeve, örneğin, üye devletlerin belirli temiz teknoloji üretim ürünlerine yardım sağlarken küresel koşulları, yalnızca Avrupa’dakileri değil, dikkate almasına izin verecektir. Bu, bazı sıfırdan yatırımlar için üye devletlerin üçüncü ülkelerin sübvansiyonlarını karşılayabileceği anlamına gelir.
Bu, şirketleri Avrupa Birliği’ne yatırım yapmaya devam etmeye ve ABD’ye yatırım yapmaya değil, burada olmaya, burada kalmaya ve Avrupa Birliği’ne yatırım yapmaya teşvik edecek" ifadelerini kullandı.