7 Yanlış alışkanlık menopoz yaşını öne çekiyor
Kadınlarda adet döngüsünün ve doğurganlığın sona erdiği dönem 'menopoz' olarak adlandırılıyor. Ülkemizde kadınlar genellikle 45-49 yaşları arasında menopoza giriyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Burcu Yılmaz, ancak bazı hatalı alışkanlıklarımızın menopozu hızlandırdığına işaret ederek, “Menopoz önlenebilir ya da geciktirilebilir bir durum değildir. Menopoz yaşını öne çekebilen aile öyküsü, genetik etkenler, bazı cerrahi müdahaleler gibi faktörler de değiştirilemez. Ancak süreci hızlandırabilen bazı hatalı alışkanlıklara dikkat ederek menopoza daha erken yaşta girilmesi önlenebilmektedir. Özellikle sigara kullanımı menopoza girme sürecini hızlandıran en önemli etkenlerden biridir. Yapılan araştırmalara göre, sigara alışkanlığı menopozu ortalama 2 yıl öne çekmektedir” diyor.
Menopoz sürecini hızlandıran hatalı alışkanlıkları.
Sigara içmek
Uzun süreli ve düzenli sigara içen her 10 kadından 1’inin erken menopoz için risk altında olduğunu gösteren çalışmalar mevcut. Günde bir paket ve üzeri sigara içen kadınların menopoza ortalama 2 yıl önce girdikleri belirtiliyor. Bu etkinin sigara dumanında bulunan polisiklik hidrokarbonların yarattığı doku toksisitesinden kaynaklandığı düşünülüyor.
D vitaminini ihmal etmek
Yapılan çalışmalarda, D vitamini eksikliğinde daha az folikül, yani yumurta geliştiği gözlenmiş. D Vitamini düzeylerini karşılaştırarak yapılan bir çalışmada, D vitamini alan grupta erken yaşta menopoza girme riskinin yüzde 17 daha düşük olduğu tespit edilmiş. D vitamini ve güneş ışığından maksimum düzeyde faydalanabilmek için Mart-Ekim ayları arasında, 11.00-15.00 saatleri dışında, her gün 25-30 dakika güneşlenmeniz çok önemli. Ayrıca her yıl mutlaka D vitamini seviyenize baktırıp, gerekirse takviye ilaç almak için hekiminize başvurmayı ihmal etmeyin.
Vücut ağırlığına dikkat etmemek
Beden kitle indeksinin normalin üzerinde veya altında olması da menopozu hızlandırabilen önemli bir risk faktörü. Çok zayıf olmak, örneğin yağ kitle indeksinin yüzde 12’inin altında olması daha az yağ dokusu, dolayısıyla daha az östrojen deposuna sahip olmak demek. Çünkü östrojen dengesi periferal yağ dokuyla birebir ilişkili oluyor. Anormal düzeyde düşük yağ dokusu adetlerin kesilmesine ve her 3 kadından 1’inin daha erken yaşta menopoza girmesine neden olabiliyor. Dr. Burcu Yılmaz, öte yandan obezitenin de menopozu hızlandıran önemli etkenler arasında yer aldığını belirterek, “Periferik yağ dokusu arttıkça östrojen dengesi bu sefer de terazinin diğer yönünde olumsuz olarak etkilenerek, adet döngülerini ve yumurta kalitesini olumsuz etkilemektedir” diye konuşuyor.
Kalsiyumdan yetersiz beslenmek
Yapılan çalışmalarda kalsiyumdan zengin beslenen kadınlarda erken menopoz yüzde 13 oranında daha az gözlenmiş. Dr. Burcu Yılmaz, menopozun daha erken yaşta gelişme riskine karşı kalsiyumdan zengin beslenmeye önem verilmesi gerektiğini hatırlatarak, “Beslenme listesine kalsiyumdan zengin gıdalar eklemek kemik sağlığının yanı sıra yumurtalık fonksiyonları açısından da önem taşımaktadır. En önemli kalsiyum kaynakları süt ve süt ürünleridir. Bunun dışında pekmez, susam, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyveler, fındık ile fıstık da kalsiyumdan zengin besinlerdir ” diyor.
Hareketsiz bir yaşam sürmek
Hareketsiz bir yaşam tarzı toksinlerin vücutta birikmesine neden oluyor. Bunun aksine düzenli yapılan egzersiz sayesinde kalp hızının artması oksijenli kanın vücuda daha fazla pompalanmasını sağlıyor. Dolaşımdaki bu artış toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı oluyor. Ayrıca egzersiz vücut ısısını artırarak toksinlerin atılmasında rol oynayan ter bezlerini tetikliyor. Düzenli egzersiz menopozal geçiş dönemi ve semptomları da hafiflettiği için oldukça önemli. Haftada en az 3 gün düzenli olarak egzersiz yapmayı alışkanlık edinin.
Sağlıksız beslenmek
İşlenmiş besinler, rafine karbonhidrat ve basit şekerler kan şekerinde ani iniş ve çıkışlara sebep oluyorlar. Bunun sonucunda hormon regülasyonunu bozarak potansiyel olarak erken menopoza yol açabiliyorlar. Aynı şekilde doymuş ve trans yağlar da hormon regülasyonunu bozabiliyor. Bu konuda kanıta dayalı çalışmalar devam ediyor.
Kronik strese maruz kalmak
Kronik strese maruz kalmak, uzun süren yüksek kortizol seviyeleri maruziyeti anlamına geliyor. Bu durum da vücuttaki hormon dengesini, özellikle östrojen ve yumurtlama düzenini, dolayısıyla adet düzenini etkileyebiliyor.