2024 bütçe görüşmeleri
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Konya milletvekili Mustafa Kalaycı, 'Türkiye terörün tasallutundan mutlaka kurtulacak, teröristler ve arkalarındaki kalleş ve namert destekçileri tümüyle hak ettikleri bedeli ödeyeceklerdir' dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Konya milletvekili Mustafa Kalaycı, “Türkiye terörün tasallutundan mutlaka kurtulacak, teröristler ve arkalarındaki kalleş ve namert destekçileri tümüyle hak ettikleri bedeli ödeyeceklerdir” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2022 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Irak’ın kuzeyinden gelen şehit haberlerinin Türkiye’yi acıya boğduğunu belirterek, “Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine sabır ve başsağlığı diliyor, yaralı kardeşlerimize şifalar temenni ediyorum. Başımız sağ olsun, vatan sağ olsun. Terörü, destekçilerini, iş birlikçilerini, meşrulaştırmaya çalışanları lanetliyorum. Türkiye’nin terörle mücadelesi işin özünde emperyalist güçlerle mücadeledir. Terör örgütlerini destekleyen başta ABD olmak üzere fail ülkeler Türkiye’nin karşısındadır. Irak, Suriye, Ege, Doğu Akdeniz ve Kafkasya başta olmak üzere bölgemizde yaşananlar etrafımızda nasıl bir kuşatma planının uygulanmaya çalışıldığını açık bir şekilde göstermiştir. FETÖ, DEAŞ, PKK-PYD/YPG emperyalist güçlerin kiralık katiller sürüsüdür. Terörizmle mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Türkiye terörün tasallutundan mutlaka kurtulacak, teröristler ve arkalarındaki kalleş ve namert destekçileri tümüyle hak ettikleri bedeli ödeyeceklerdir” diye konuştu.
Kalaycı, uluslararası sistemin giderek daha büyük belirsizliklere sürüklendiği bir dönemde Türkiye’nin izlediği etkili diplomasinin dünya başkentleri tarafından yakından takip edildğini kaydederek, “Türkiye barış ve istikrarı önceleyerek savaş ve çatışmaların olduğu tüm bölgelerde sorumlu ve yapıcı bir dış politika izlemektedir. Ukrayna-Rusya savaşında, barış için samimi iradesini ortaya koyan Türkiye, her iki devletle görüşebilen tek ülke olarak diplomasinin merkezi olmuştur. İstanbul Anlaşması’yla tahıl koridoru açılmış, mağdur ve mazlum toplumlara el uzatılmıştır. Daha adil bir uluslararası düzen talep eden Türkiye, politikalarını bu ilke çerçevesinde belirlemektedir. Cumhurbaşkanımızın tüm dünyada yankısını bulan ifadesiyle, dünya 5’ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür. Bize göre tüm insanlığın barış, huzur ve mutluluk içinde yaşayacağı bir dünya ideali Türkiye merkezli yeni bir medeniyet projesinin hayata geçirilmesiyle mümkündür. Bu projenin temeli Türk’ün yüzyıllar boyunca hükmettiği coğrafyalarda tavizsiz uyguladığı hak ve adalet anlayışında kaynağını bulduğu Türk-İslam kültürüdür. Türk Devletleri Teşkilatının gelişim göstererek ciddi kazanımlar elde etmesinden ve yakaladığı ivmeden büyük memnuniyet duyuyoruz. Türk Devletleri Teşkilatının ortaya koyduğu perspektif barışın, istikrarın ve refahın tüm dünyaya yayılmasına katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
MHP İstanbul milletvekili İsmail Faruk Aksu, şehitlere Allah’tan rahmet ve yaralılara acil şifa dileyerek, “Terörü, terörü meşrulaştıran anlayışı, eli kanlı terör örgütü PKK’yı lanetliyorum. Terör yoluyla Türkiye’ye diz çöktüremeyecek, Türk milletine boyun eğdiremeyecekler; millî birliğimizi bozamayacak, millî hedeflerimizden vazgeçiremeyecekler. Millî birlik ve siyasi kararlılıkla terörle mücadeleye sonuna kadar devam edilecek, Türk devletinin kudreti hainlere gösterilecektir. Teröre destek veren, himaye eden, göz yuman, açık ya da gizli iş birliği içinde olan kişi, kurum, kim varsa tüm unsurlarıyla bölücü terörün kökü inşallah kısa sürede kazınacak. Vatan sağ olsun, Türk milleti var olsun” şeklinde konuştu.
Aksu, hükümet sistemine ilişkin eleştirilere şöyle cevap verdi:
“Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle parlamenter sisteme özgü belirsizliklerden, kriz ve kaos senaryolarından kurtulmuştur. Mayıs ayında yapılan seçimlerde oluşan millî iradeyle devam eden siyasi istikrar ekonomik istikrarın da anahtarı olmuştur. On İkinci Kalkınma Planı ve orta vadeli programla 2024-2028 dönemine yönelik kapsamlı bir yol haritası ortaya konulmuş, öngörülebilirlik artmıştır. 2024 bütçesi de milletimizin önceliklerini dikkate alan program hedefleriyle uyumlu şekilde hazırlanmıştır. Bütçe ödeneklerinin yatırımı, üretimi, istihdamı artıracak, depremin yaralarını saracak, tüm vatandaşlarımızın yaşam standardını yükseltecek, huzur ve güvenliği temin edecek bir anlayışla tahsis edildiği görülmektedir. Bütçe gelir ve gider tahminleri yapılırken 2024 yılında gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 4 büyüyeceği, işsizlik oranının yüzde 10,3, yıl sonu TÜFE oranının yüzde 33, ihracatın 267 milyar dolar, ithalatın 372,8 milyar dolar olacağı öngörülmüştür. 2024 yılı bütçe giderlerinin 11 trilyon 89 milyar liraya çıkması ve gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 26,9 olması hedeflenmiştir. Bütçe gelirlerinin 8 trilyon 437 milyar, vergi gelirlerinin 7 trilyon 407,7 milyar, bütçe açığının ise 2 trilyon 652 milyar lira olacağı tahmin edilmiştir. 2024 yılı bütçesinde en büyük 2 pay eğitime ve sağlığa ayrılmıştır. Eğitime verilen önemin göstergesi olarak yükseköğretim dâhil eğitim bütçesi 2023 yılına göre yüzde 148,8 oranında artırılarak 1,6 trilyonun üzerine çıkarılmıştır. Bütçenin yüzde 14,6’sına tekabül eden bu ödenekle gençlerimizin önü açılacak, iyi yetişmiş Türk gençliği millî hedeflerimizin teminatı olacaktır.”
İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Musavat Dervişoğlu, Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde hain bir terör saldırısı sonucunda hayatını kaybeden kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve büyük Türk milletine başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı. Dervişoğlu, Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet sistemiyle birlikte geriye düştüğünü belirterek, “Ekonomide geriye düşmüş, Türk lirası değersizleşmiş, Türk milleti yoksullaşmış ve âdeta yağmalanmış, memleketin evlatları bugüne ve istikbaline dair umutlarını kaybetmiştir. Hukukta geriye düşmüş, adalet heykelinin gözünün bağı çözülmüş, terazi hep güçlüden yana tartar olmuştur. Ahlak ve vicdan yargılanmış, mahkûm edilmiştir. Bürokraside geriye düşmüş, parti devletleşirken devlet partileşmiş, sadakat ve itaat liyakat ve kabiliyeti yok etmiş, devlet kadroları âdeta paralize edilmiştir. Eğitimde geriye düşmüştür, dış politikada geriye düşmüştür, beşeriyetle olan bütün mücadelemizin her alanında geriye düşmüştür” diye konuştu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, Türkiye’nin büyümesine ilişkin olarak, “Türkiye büyüyor, elbette büyüyor. Ama burada, şu grafikle başlayalım, bu grafiği ben daha önceden gösterdiğimi hatırlıyorum ama anlatamamış olacağız ki hâlâ yani sanki Türkiye’nin büyüme performansı çok üstünmüş gibi görülüyor. Şimdi, burada, değerli arkadaşlar, birinci blok, şurası AK PARTİ’den önceki yirmi bir yıl, mavi olanlar da gelişmekte olan ülkeleri gösteriyor. Niye gelişmekte olan ülkeler? Çünkü bu büyüme öyle bir şeydir ki kendi emsallerinizle mukayese ederseniz doğru bir mukayese yapmış olursunuz. Gelişmiş ülkelerle mukayese ederseniz, onlar yatırımlarını tamamlamıştır, büyümesini tamamlamıştır, belli bir refaha gelmiştir, onlar düşük büyür veya çok geliri düşük ülkelerle mukayese ederseniz, onlar hakikaten büyüme kapasitesi olmayan ülkelerdir. Dolayısıyla, mukayeseyi gelişmekte olan ülkelerle yapıyoruz. Bakın, Türkiye, AK Parti’den önceki yirmi bir yılda yüzde 4,02 büyümüş. Şimdi, ilk bloka bakıyoruz, turuncu, Türkiye, yüzde 4 büyümüş. Gelişmekte olan ülkeler aynı dönemde kaç büyümüş? 3,7 büyümüş değerli arkadaşlar. Türkiye, AK Parti’den önceki yirmi bir yılda, gelişmekte olan ülkelerin 0,3 üzerinde -yıllık büyümeler bunlar- bir performans göstermiş. Şimdi, AK Parti hükûmetleri döneminde turuncu çizgi büyümüş, değil mi? Büyümüş, evet. Kaç olmuş AK Parti hükûmetleri döneminin ortalama büyümesi? 5,36; yuvarlayalım, 5,4 diyelim. Gelişmekte olan ülkeler ise 5,3 büyümüşler, büyüme farkı 0,1’e düşmüş değerli arkadaşlar. Evet, hep söylüyoruz, 2000’li yıllar gelişmekte olan ülkeler açısından büyümenin arttığı dönemlerdi, önceki yıllar da gelişmekte olan ülkelerde büyümenin düşük olduğu yıllardı. Sermayenin daha az gelişmekte olan ülkelere gittiği yıllarda büyümeler düşük olmuş. Ancak Türkiye’nin büyümesi mensubu bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin daha fazla üzerinde olmuş; şimdi bu farkın kapandığını görüyoruz. Dolayısıyla işte, meseleye böyle baktığımızda büyüme performansımızın çok yüksek olduğunu söyleyemeyiz” şeklinde konuştu.